Tekrardoğuşu Keşfetmek dünyanın önde gelen uzmanlarından biri olan Hans TenDam tarafından kaleme alınmış geçmiş yaşam hatırlamalarına ışık tutan bir rehberdir. Bu kusursuz çalışma dünyanın her köşesinden derlenen sürükleyici hikayeleri ve vaka kayıtlarını, ruh ve beden ilişkisiyle ilgili şaşırtıcı teorileri içermektedir.
“Geçmiş yaşam hatırlamaları gibi görünen deneyimleri aktarıp tartışmaktayım. Bu da diğer herhangi biri gibi yalnızca bir alandır. Bu deneyimleri olabilir göründükleri şeyler olarak kabul etmeye başlarım ama bunları serinkanlılıkla düşünüp incelerim. Böyle sayısız deneyime tanık olduğum ve pek çok kez kendim de deneyimlediğim için bunları kabul etmekte zorlanmam. Ama yine de bu, kendimin veya başkalarının deneyimlerini kutsal hakikat olarak aldığım anlamına gelmez. Diğer tüm insan deneyimleri gibi burada da karşımıza muğlaklık, çarpıtma, hayal gücü ve aceleyle yorumlama çıkmaktadır. Demek ki bu deneyimleri, tercihan büyük adetlerde kayda geçirmeli ve benzerliklere, farklılıklara bakmalıyız. Ne tür kalıplar belirmekte? Ve en kabul edilebilir biçimde nasıl açıklanabilir? “
— Hans TenDam
Merhaba
Her nerede zihinsel zorlama ve zihinsel dehşet varsa orada ne bilim ne de din, ancak ve ancak tehlikeli gerilik gelişebilir. Buna karşı verilen savaş uzun süre boyunca devam edecektir.
Yazmak yalnız olmayı gerektiren bir iş. Günümüz dünyasını meşgul eden olaylara doğru bir bakış açısı geliştirmek için araştırmak ve argüman toplamak gerekli.
Not aldığım konulardan biride Tekrardoğuşu keşfetmek oldu. Bunun için iki bin beş yıl öncesine uzanarak Hindistan’ın kuzeyinde yürüyüş yapmak Buda’nın görüş ve felsefesini anlamak gerekiyordu. Detaylı bir yazı konusu.
Pek çok insan tekrardoğuşa inanmakta veya kabul edilebilir bulmaktadır. Bu inancı genellikle Hindularla ve Budistlerle ilişkilendiririz.
Hindistan’da şehirlerde yaşayanların çoğu bu fikre aşinadır ama köylülerin çoğu bunu hiç duymamıştır. Pek çok Hintli karmaya, yani geçmiş yaşamdaki davranışların şimdiki yaşamımızı belirlediğine inanmaktadır. Diğerleri ise son düşüncelerimizin bir sonraki yaşamı belirlediğine veya daha da kötüsü, şimdi yaşamımızın, öldüğümüzde ailemizin doğru ücretler ödeyip doğru törenler yaparak doğru insanlar bulup bulmadığına bağlı olduğuna inanmaktadırlar.
Batı’da tekrardoğuşa inananlar ise kendi azınlık konumlarını dramatize edip çevrelerindeki insanların %99’unun tekrardoğuşa inanmadığını varsaymakta ve bunu Asya batıl inancı olarak görmektedirler.
Tekrardoğuşa inanan ülke %26 oranla Kanada.
Ancak tekrardoğuş Hiristiyan inancının bir parçası değildir. Pek çok kişi tekrardoğuşun bununla çeliştiğini düşünmektedir. Ian Stevenson şu yorumu yapmaktadır “Ortodoks Hristiyanlık, Yahudilik, İslam ve pek çok kişi için seküler bir din olduğundan bilim kapsamı dışında kalan hemen herkes tekrardoğuşa inanmaktadır” der. Bazı antropologlar ilk tekrardoğuş inancının artık kaybolmuş ve dünyanın her bir yanında izini bırakmış (Atlantis?) olan çok daha eski yüksek bir kültürden kaynaklandığını öne sürmüşlerdir. Bu görüşü doğrulamak zordur ve ayrıca yayılma örüntüsünü ve de yerel fikirlerin çok geniş çeşitlilikteki karekterleri dikkate alınacak olursa muhtemel de değildir. Tekrardoğuş inancı ayrı kültürlerde bağımsız olarak ortaya çıkmış görünmektedir.
Geçmiş yaşamlara sahipsek, neredeyse hepimiz bunları unutmuşuzdur. Şimdiki yaşamımızın da çoğu kısmını şimdiden unuttuk. Doğumumuz öncesi, doğumumuz ve yaşamımızın ilk yılları bakımından neredeyse hepimizde hafıza kaybı vardır, İlk anılarımız üçüncü yılın sonu civarında, bazen biraz daha erken ama genellikle daha sonrasında başlayabilir. Geçmiş yaşamlara inanabilir ve bunları yine de hatırlamayız ve bazıları bunları hatırlar ama bunlara inanmaz.
Geçmiş yaşamları hatırlamanın yolu bu yaşamın kayıp anılarını hatırlamanınkiyle aynıdır. Bu yola, yaş geriletme denir. Esasen bir ipnotik durum olan tam regresyon, anıları geri getirir ama daha yoğun, hatırlamaktan çok yeniden yaşamak gibidir. Ondan beri olmuş her şey neredeyse unutulmuş olabilir, durumu o sırada meydana geldiği gibi deneyimleriz. Yeniden yaşama ve regresyon teknikleri bastırılmış ve kayıp anıları geri getirebilir ve ayrıca yaşamımızın ilk, şu an hatırlanmayan kısmına erişim sağlayabilir. Bu sanki hepimizin bilinçli veya bilinçsiz deneyimlemiş olduğumuz her şeyin tam ve kesintisiz hafızasına sahip olduğumuzu gösterir.
Hatırlama, geçmiş yaşamların izler bırakabildiği yegane en açık biçimdir. Biri bir filmde Güney İspanya’nın manzarası görür ve yoğun, açıklanamaz bir melankoli hissine kapılır. Biri Jülyus Sezar adını ilk kez işittiğinde ani, nedeni olmayan bir nefretle dolar, Şimdiki yaşamda açıklaması olmayan böyle duygular, geçmiş biç yaşamı işaret ediyor olabilir. Bu yaşamdaki travmatik deneyimlerden kaynaklanmayan kişisel özellikler, fobiler ve (tek bir izole belirti içeren) monosemptomatik nevrozlar da geçmiş yaşamlardan, izler olabilirler. İzlerin tam bir listesini yapacak olursak:
- Görünüm (sima ve doğum lekeleri gibi)
- Davranış (tuhaf giyinme veye yemek yeme veya içme alışkanlıkları klan gibi).
- Beceriler (çocuk dahiler gibi).
- Sezgi (insanları veya durumları değerIendirme gibi).
- Tercihler (ülkeleri, tarzları, sanat biçimleri vb. yeğlemek gibi).
- Faraziyeler (yaşama yönelik katı tutumlar).
- Duygular.
- Hatırlamalar.
Geçmiş yaşamlardan kaynaklı olabilen beceriler arasında derhal tanıma ve değerlendirme yetisi, genellikle şu muğlak “sezgi” etiketi altında sınıflanmıştır.
Ian Stevenson 50 yıl boyunca Virginia Üniversitesi’nde psikiyatrist olarak çalışır. Araştırmalarını parapsikoloji olaylarına yönelten Stevenson, üniversitenin Algısal Araştırmalar Departmanı’nı kurar.
Stevenson yaklaşık 1.000 çocuktan birinin kendiliğinden bir geçmiş yaşam hatırladığı tahmininde bulunmuştur. Ancak sıklığın Dürziler arasında 500’de 1 olduğunu buldu. Başka bir hesaplamada, kuzey Hindistan’daki her 450 çocuktan biri bir geçmiş yaşam hatırlamaktaydı. Tekrardoğuşa inanan insanların yaşadığı bölgelerde, geçmiş yaşamlar hatırlayan daha çok sayıda küçük yaşta çocuk vakası görülmektedir. Tekrardoğuşun reddedilmesi böyle anıların ifade edilişini, tanınmasını ve yayılmasını baskılar. Tekrardoğuşa inancın yaygın olması hatırlamayı harekete geçirmez. Çoğu ana baba üç veya dört yaşındaki çocuklarıyla böyle konular hakkında konuşmazlar ve çocukları onlara böyle anılardan söz ettiklerinde ana babalar bunları genelde ilginç değil de, rahatsız edici bulmaktadırlar. Ayrıca tekrardoğuş inancının yaygın olduğu yerlerde çocukların anıları genellikle hakim dinsel doktrinlere ters düşmektedir.
Küçük çocuklarda tekrardoğuş anılarının kendiliğinden hatırlandığı vakaların görüldüğü bölgeler açık ve kesin belirlenmiştir. Bölgelerden biri Batı Afrika’dadır; kabaca Nijerya, Senegal, Gana ve civarlarını kapsar. Bir diğer bölge Türkiye’nin güneydoğusunda, Lübnan’da ve İsrail’in kuzeyinde Dürzilerin yaşadıkları yerlerdir. Üçüncü bir bölge Hindistan, Sri Lanka, Burma, Tayland, Nepal, Tibet ve Vietnam’ı kapsayan Güney ve Güneydoğu Asya’dır. Beşinci bölge Alaska’nın güneydoğusunda bir alandır. Son olarak, Avrupa’da olduğu kadar ABD’de de vakaların sayısının giderek yükseldiği genel bir Batılı ülkeler bölgesi vardır. Küçük çocukların önceki yaşamları hatırlama sıklığının artık her yerde hemen hemen eşit olduğu varsayılmaktadır: 500’de 1.
Ergün Arıkdal, Anadolu Misyonu kitabında “ Yukarısı, Dünyanın tekamül düzenini ve gidişini ‘Öncü Hizmet Erleri’ ni tam kadro enkarne etmiş ve etmeye devam etmektedir. Her yeni realiteden önce olması gerekenler gene olmaktadır. Her şey iptal edildikten sonra yeni nizam her şeye hakim olacaktır.”
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın