“Büyük çoğunluğumuzun mükemmel hâle erişene kadar kat etmesi gereken belirli bir yol vardır ve bununla beraber şaşırtıcıdır ki ciddi çabalar harcandığı takdirde ve sadece o zayıf kişiliğine güvenmeyip aynı zamanda tam bir imana sahip olduğunda, herhangi bir kişi bu yollardan hızla geçip ilerleyebilir; bu kişiye imkân sunulduğunda, dünyadaki büyük üstatların öğretileri ve sergiledikleri örnek yaşamlar aracılığıyla, kendi Ruhuyla, yani içindeki ilahilikle birleşmesi mümkün olabilir…

Edward Bach

Merhaba

Bach’ın bu sözleri, inanç ve içsel güç konusundaki vurgusu gerçekten çok etkileyici. O, insanın zayıf yönlerine rağmen, doğru bir çaba ve derin bir imanla, daha yüksek bir bilince ulaşabileceğine inanıyor. Bu, bir kendini aşma ve kendini bulma yolculuğunun temel ilkeleridir.

Gizli Enerji Terapileri (original adıyla “Healing Touch: A Revolutionary New Approach to Energy-Based Medicine”) Dr. Richard Gerber‘in yazdığı önemli bir eserdir ve gerçekten de alternatif tıp ve enerji tedavileri alanında derinlemesine bir bakış sunar. Gerber, bu eserinde, bedeni ve zihni etkileyen enerji alanlarının tedavi sürecindeki rolünü inceler. Kitap belirli hastalıkların tedavisini öneren bir rehber değil; enerji terapilerinin temelleri ve nasıl çalıştıkları hakkında daha çok bir bilimsel inceleme sunmaktadır.

Gerber, “Bach Çiçek Özleri” bölümünde şöyle yazıyordu:

“Bach, hastalığın yerleşik patolojisinden daha çok hastalığın duygusal belirtileriyle birlikte doğal ajanlarla ilgili bir araştırmaya başladı. O daha sonra bunları belirli çiçeklerin özlerinde buldu. Bach hepsinde var olan 38 esansı tanımladı. 38. esans Kurtuluş Devası olarak bilinen floral bir karışım kombinasyonudur.”

Kendini İyileştir “Heal Thyself”

Edward Bach (1886-1936), İngiliz bir doktor ve homeopatik tıp uzmanıdır. Kendisi, Bach Çiçek Terapisi olarak bilinen, doğal tedavi yöntemini geliştiren kişidir. “Kendini İyileştir” (veya “Heal Thyself”), Bach’ın kişisel ve profesyonel hayatında önemli bir yere sahip olan bir eseridir. Kitap, bireylerin beden-zihin ruhsal dengelerini yeniden kurarak sağlıklı bir yaşam sürmeleri için ilham veren bir rehber niteliği taşır.

Bach, bu eserinde beden ve zihin arasındaki ilişkinin önemini vurgular. “Kendini İyileştir” kitabı, kişilerin yalnızca fiziksel hastalıkları değil, duygusal ve ruhsal hastalıkları da iyileştirebileceğini savunur. Bach’a göre, hastalıklar yalnızca fiziksel semptomlar değildir; daha çok duygusal bozuklukların, içsel çatışmaların ve zihinsel dengesizliklerin bir yansımasıdır. Bu sebeple, fiziksel hastalıkların iyileştirilmesi için kişinin duygusal dengeyi bulması gerekir.

Bach, modern tıbbın genellikle sadece semptomlara odaklandığını, ancak beden ve ruhun bütünsel bir şekilde ele alınması gerektiğini savunmuştur. Bach’ın yaklaşımı, duygusal ve zihinsel rahatsızlıkların tedavi edilmeden fiziksel hastalıkların tedavi edilemeyeceğini öne sürer. Bu bakış açısı, onun homeopatik tedavi yaklaşımına da yansımıştır.

Bach’a göre, insanlar sağlıklı olabilmek için sadece dışarıdan gelen tedavi yöntemlerine değil, kendi içsel iyileşme güçlerine güvenmelidirler. Her birey, kendi ruhsal potansiyeline ulaşabilir ve zihinsel olarak dengeye kavuşarak sağlıklı bir yaşam sürebilir.

Kitap, Bach Çiçek Terapisinin temellerini atmıştır. Bach Çiçek Terapisi, duygusal sorunları tedavi etmek amacıyla doğal çiçek özlerinden yapılan bir tedavi yöntemidir. Edward Bach, 38 farklı çiçek özünü tanımlamış ve her birini, belirli bir duygusal bozukluğa karşı etkili olacak şekilde kullanmayı önermiştir.

Örneğin:

  • Rescue Remedy: Acil durumlar, stresten, panikten ve endişelerden kurtulmak için kullanılan bir karışımdır.
  • Mimulus: Belirli korkular (fiziksel korkular gibi) için kullanılır.
  • Impatiens: Sabrı olmayan ve aceleci insanlar için kullanılır.

Bach, çiçeklerin insan ruhunun dengesini sağlamak için doğal bir yöntem sunduğunu düşünür ve doğanın insanlara bu dengeyi geri kazandırma gücü verdiğine inanır.

1917’de Bach’ın dalağından kötü huylu bir tümör çıkarıldı. Yaşamak için sadece üç ayı kaldığı tahmin ediliyordu, ancak bunun yerine iyileşti. 

1930’da 43 yaşındayken yeni bir şifa tekniği aramaya karar verdi. İlkbahar ve yaz aylarını yeni çiçek ilaçları keşfederek ve hazırlayarak geçirdi -bunlar bitkinin hiçbir parçasını içermiyor, sadece Bach’ın çiçeğin enerji modeli olduğunu iddia ettiği şeyi içeriyordu. Kışın hastaları ücretsiz tedavi etti.

Tıbbi araştırmalara dayanmak yerine, bilimsel yöntem kullanılarak, Bach’ın çiçek ilaçları sezgisel olarak türetildi ve bitkilerle algılanan psişik bağlantılarına dayanıyordu. Olumsuz bir duygu hissettiğinde elini farklı bitkilerin üzerinde tutar, biri duyguyu hafifletirse o bitkiye o duygusal sorunu iyileştirme gücü atfederdi. Sabahın erken saatlerinde çiçek yaprakları üzerindeki çiy damlalarından geçen güneş ışığının çiçeğin iyileştirici gücünü suya aktardığına inanıyordu, bu nedenle bitkilerden çiy damlalarını toplayacak ve kullanımdan önce daha da seyreltilecek bir ana tentür üretmek için çiyleri eşit miktarda brendi ile koruyacaktı. Daha sonra toplayabileceği çiy miktarının yeterli olmadığını fark etti, bu yüzden çiçekleri kaynak suyuna asacak ve güneş ışınlarının içlerinden geçmesine izin verecekti. 

Bach, mikrop hastalık teorisinin, kusurlu organların ve / veya dokuların ve diğer bilinen ve kanıtlanabilir hastalık kaynaklarının rolünü kabul ederken, bir patojene maruz kalmanın bir kişiyi nasıl hasta edebileceğini, diğerinin etkilenmediğini, tüm görünüşlere ve analizlere göre eşit sağlık durumlarında olduklarını merak etti. Hastalığın, ruhun amaçları ile kişiliğin eylemleri ve bakış açıları arasındaki bir çatışmanın sonucu olduğunu öne sürdü. Bach’a göre bu iç savaş, duygusal dengesizliklere ve enerjik tıkanıklığa yol açar, bu da uyum eksikliğine neden olarak fiziksel hastalıklara yol açar. Bach’ın ilaçları, hastalığın nihai kök nedeni olduğuna inandığı hastanın kişiliğinin tedavisine odaklanır.

Edward Bach şöyle der:

“En iyi korunan yere “düşmanın” kalesine, yani sıkıntıya neden olan şeyin tam temeline hücum edilerek gerçekleştirilen bu tedavi, tam anlamıyla gerçek iyileşmedir. Kısaca ifade etmek gerekirse hastalık, görünüş itibarıyla son derece amansız olmakla birlikte, özünde faydalı ve hayrımızadır; doğru yorumlandığı takdirde bizi, esas eksik yanlarımıza yönlendirecektir. Doğru şekilde tedavi edildiği takdirde ise o hatalı yanlarımızın ortadan kaldırılmasına ve bizim daha önce olduğumuzdan daha iyi ve mükemmel olmamıza neden olacaktır. Acı çekmek, başka yollardan kavrayamadığımız bir derse dikkat çekmek için düzeltici bir araçtır ve o ders öğrenilene kadar asla kökünden söküp atılamaz. Şu da bilinmelidir ki, uyarıcı, belirtilerin önemini fark eden ve okuyabilenlerde, eğer uygun düzeltici olan ruhsal ve zihinsel gayret sarf edilirse hastalık daha başlamadan önce önlenebilir veya ilk aşamalarında durdurulabilir. Ne kadar ciddi olursa olsun hiçbir vakada umutsuzluğa düşülmemelidir zira bireye hâlen fiziksel yaşam sunuluyor olması, hüküm süren Ruhun umutsuz olmadığını gösterir.”

Edward Bach

Bach çiçek özlerinin gizli titreşimsel enerjilerinin, işlev bozukluğunun duygusal şablonlarının yeniden düzenlenmesine yardımcı olabileceğini hissetti.

Çok eski zamanlardan bu yana:

“Tanrı’nın lütfuna bağlı olan vasıtaların, ilahi olarak zenginleştirilmiş şifalı ot, bitki ve ağaçlar aracılığıyla, doğaya hastalığı önleme ve tedavi etmek için yerleştirildiği bilinmekteydi.”

Bunlar her çeşit hastalık ve acıyı iyileştirme gücüyle donatıldılar.

Bach, yüksek aklın, yüksek gizli bedenlerin manyetik özellikleriyle enerjisel ilişkisini anladı.

Bach’ın kendisi de psişik bir duyarlı idi. O öylesine duyarlı idi ki, zaman zaman kendisini telaşlı kalabalıklardan ve Londra’nın kaosundan korunmak ve izole etmesi gerekmiştir, çünkü şehir hayatı çok yıkıcı ve tüketicidir. Neredeyse ölümüne yol açacak olan ağır bir hastalığı müteakiben, İngiltere’de sayfiyede yaşarken Bach, doğadaki bu şifacıları araştırdığı uzun yürüyüşler yaptı. Bach’ın gizli enerjilere duyarlılığı öylesine bir noktada ki, çiçeklerin üzerindeki sabah çiğine dokunarak veya dudaklarına değdirdiği taçyapraklarından o bitkinin potansiyel terapisel etkilerini tecrübe etti. 38 çiçek devasını belirleme süreci Bach’ın fiziksel ve duygusal doğasında öylesine bir zorlanmaydı ki, 1936 yılında 56 yaşında öldü.

Bach’ın 1936’daki ölümünü müteakiben, İngiltere’deki Dr.Edward Bach Şifa Merkezi, öncülerinin keşfettiği bu eşsiz stilde çiçek esansı hazırlamaya devam etti.

Edward Bach, On İki Şifacı ve Diğer Remediler

Edward Bach, On İki Şifacı ve Diğer Remediler kitabında da açıkça ifade ettiği gibi, fiziksel hastalıkların altta yatan duygulara yönelik bir rehber olduğu düşüncesini terk etti;

“Bedenin en nazik ve hassas parçası olan zihin, rahatsızlığın başlangıcını ve seyrini vücuttan çok daha belirgin bir şekilde göstermekte, böylece hangi remedi veya remedilerin gerektiği konusunda zihinsel durum bir kılavuz olarak seçilmektedir. Hastalığı dikkate almayın, sadece sıkıntıda olan kişinin hayata bakışını göz önünde bulundurun.” —Edward Bach

İnsanın en önemli hastalıkları aslında gurur; zalimlik, nefret, kendini beğenme, cehalet, dengesizlik ve açgözlülüktür. Bu gibi bozukluklar gerçek hastalıklardır.

Büyük çoğunluğumuzun mükemmel hâle erişene kadar kat etmesi gereken belirli bir yol vardır ve bununla beraber şaşırtıcıdır ki ciddi çabalar harcandığı takdirde ve sadece o zayıf kişiliğine güvenmeyip aynı zamanda tam bir imana sahip olduğunda, herhangi bir kişi bu yollardan hızla geçip ilerleyebilir; bu kişiye imkân sunulduğunda, dünyadaki büyük üstatların öğretileri ve sergiledikleri örnek yaşamlar aracılığıyla, kendi Ruhuyla, yani içindeki ilahilikle birleşmesi mümkün olabilir.” —Edward Bach

Yazarın Notu: “Kırılma Noktasında Yaşamak”

Her şey, ölüm duygusunun birdenbire yüzüme çarpmasıyla başladı. Varoluşun sıradan akışı bir anlığına durdu. Sessizlik — içimde büyüyen, korkuyla karışık bir farkındalık gibi. Ölüm, bir son değil; bir uyarıydı. “Yaşamak ne demek?” sorusuna verdiğim tüm yüzeysel yanıtları sildi, beni çıplak gerçeğe itti.

İşte o andan itibaren sadece yaşamak değil, iyileşerek yaşamak istedim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ama öğrenmeye hazırdım. Ölümle arama mesafe koymadım. Onunla birlikte oturdum, konuştum, yazdım. Duayenlerin sözlerini dinledim. Edward Bach, “Hastalığın kaynağı ruhsal uyumsuzluktur” diyordu. Bu cümle benim için yalnızca bir teori değil, bir kapıydı. Ve o andan itibaren sadece yaşamak değil, iyileşerek yaşamak istedim…

Son olarak, yaşamın içine dalmaktan korkmayalım; buraya deneyim ve bilgi edinmek için geldik. Gerçeklerle yüzleşmezsek ve elimizden gelenin en iyisini yapmazsak çok az şey öğrenebiliriz. Böyle bir deneyim her çevrede kazanılabilir; doğanın ve insanlığın gerçekleri ise şehrin gürültüsü ve telaşı içinde olduğu kadar, olsa olsa bir kır evinde belki de hatta daha etkili bir şekilde kazanılabilir.

Bach Çiçekleri Eğitmeni, Sevgili Neşe’ye

Birkaç yıl önce beni arayarak Sana bir mail atacağım. Okuyup döner misin?” dedi. Maili açınca özenle tercüme edilip, kitap haline getirilmiş, Edward Bach’ın Kendini İyileştir” sayfalarıyla karşılaştım. Emeği için, ulaştırdığı bilgi için kendisine teşekkür ederim.

Kendini İyileştir, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Edward Bach’ın “Kendini İyileştir” felsefesi, günümüzde hala popüler bir kişisel gelişim ve alternatif tıp yaklaşımı olarak kullanılmaktadır. Modern psikoloji, koçluk ve kişisel gelişim alanlarında, bireylerin içsel güçlerini keşfetmeleri ve kendilerini iyileştirmeleri üzerine birçok öğreti mevcuttur. Bach’ın holistik yaklaşımı, doğa ile uyum içinde olma ve içsel dengeyi sağlama fikirleri, günümüzün stresli ve karmaşık dünyasında hala çok değerli bir rehberdir.

Bach’ın “Kendini İyileştir” kitabı, kişinin sağlığını yeniden kazanabilmesi için, yalnızca bedeni değil, zihinsel ve duygusal dengesini de dikkate alarak bir iyileşme süreci başlatmayı öğütler. Bach Çiçek Terapisi, bu yaklaşımın somut bir örneğidir. İnsanların doğal kaynaklardan faydalanarak, içsel dengeyi bulmaları, sadece fiziksel sağlıklarını değil, duygusal ve ruhsal sağlıklarını da iyileştirmelerine yardımcı olur.

  1. Zihinsel ve Duygusal Denge: Kitap, bir kişinin fiziksel sağlığı ile zihinsel sağlığı arasındaki bağlantıyı keşfetmesine yardımcı olur. Edward Bach, bedenin sağlıklı olabilmesi için ruhsal ve zihinsel dengede olunması gerektiğini vurgular.
  2. Bireysel Sorumluluk: Bach, kişinin kendi iyileşme sürecine katılması gerektiğini savunur. Kendini iyileştirme, dışsal bir tedaviye bağımlı olmaktan ziyade, içsel bir dönüşüm sürecidir. Her birey, iyileşmek için kendi içsel gücüne başvurmalıdır.
  3. Doğanın İyileştirici Gücü: Kitapta, doğanın insan ruhu üzerinde sağladığı iyileştirici etkiler sıkça vurgulanır. Bach’a göre, doğal dünyadan alınan çiçek özleri ve şifalı bitkiler, bedenin içsel dengesini yeniden kurmada önemli bir rol oynar.
  4. Bütünsel Yaklaşım: Bach, sağlık problemlerinin sadece bedeni değil, zihni ve ruhu da etkileyen bütünsel bir sorun olduğunu savunur. Bu nedenle tedavi de bütünsel olmalıdır: kişinin ruhsal, duygusal ve fiziksel sağlığı bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Mail çıktılarını alarak kitap haline getirdiğim, “Kendini İyileştir“in görselini ve farkındalık sözlerini buraya bırakıyorum…

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin