Sevgili Okur,
“Biz zaten gökyüzünden hiç inmedik ki!” Çocuktuk! Rahmin içinden çıkmadık. O sessizlikte. Annemizin kalp ritmiyle. Doğduktan sonra bile. O aynı ritmin içinde yaşamak devam etti. Biz çocukları büyüten sizlersiniz. Annelerimizin rahmi, bizim evimizdi. Bizim Cennetimiz. Bakın bazı anneler bilmez bunu. Kendi rahimlerine yabancı kalmışlardır. Bilmezler ki çocukları için Cennet. Onların kendi içlerindedir. Onlar Rahman ve Rahim olan Cenab-ı Allah’ın Cennet anneleridir.” Çocuk olan tüm açıklığıyla anlatmıştı. Rahmin, aslında bu dünyaya açılan bir kapı olduğunu. Bunun için işte ‘Cennet annelerimizin ayakları altındadır.’ Bu dünyada da rahim olabilmiş annelere hizmet bizleri Cennet’e götürür. Bunun için her kadın rahminden dolayı kutsaldır. Çocuğu olmayan hanımlar da eşlerine ‘rahim’ olmuştur. İçlerinde ‘bir’ sır taşırlar. Bu dünyadayken Cennet’i hak edebilmemiz annelerimize de bağlıdır. Annelerimiz rahimlerinde, Rabbimizden, gelen bir ‘mesaj’ı taşırlar.
Hayati Sır‘ın Gök Yazılar adlı eserinde tam da bugün kabir ziyaretinden sonra nefes aldıran satırlar bunlardı.
Evet, Günlerden Annem…
Bugün seni sonsuzluğun kapısına teslim edeli bir yıl oldu.
Annem, “Dünyaya açılan bu kapıdan geçerken” rehberliğin, yol göstericiliğin, yaşamı deneyimleme imkanı verdiğin ve her yaşta bilgeliğinle beslediğin için teşekkür ederim. Ölümünle beni de başka bir boyut kapısından geçirdin.
Ben de güzel olan ne varsa, annemden öğrendim. Çünkü ben Annem’le büyüdüm…
Mis kokulum Nur’lar içinde… nur üzerine ‘Nur’ olmak nedir ki o zaman ? Kendine kavuşmasıdır. Kendi Ruhuna! Evet, ruh, ‘Ruh’a kavuşunca Cennet olur.
Bir Cevap Yazın