Kendini Bilmek İçin Kitap!

Merhaba

Alanında öncü nöropsikiyatrist ve çoksatan Dramsız Disiplin’in yazarı Dr. Daniel J. Siegel, bu kitabında kendine özgü hassasiyetinden ve disiplinlerarası geçmişinden faydalanarak insanoğlunu ve insan aklını nasıl, ne, ne zaman, nerede ve neden gibi sorular üzerinden inceleyip aklın potansiyelini açığa çıkarmaya çalışıyor. Akıl kitabı bizi bilincin, öznel deneyimin ve bilgi işlemin derinliklerine doğru kişisel ve bilimsel bir yolculuğa çıkararak hem vücudumuzdan hem de başkalarıyla ve dünyayla ilişkimizden doğan aklın öz örgütlenme özelliğini deşifre ediyor. 

Akıl, esas doğamızın özüdür, burada, şimdi, şu anda yaşıyor olmanın en derin hissidir…

Ancak bilincin ve öznel yaşam hissimizin farkındalığının içindeki bilmenin ötesinde akıl, bizi birbirimize ve dünyamıza bağlayan daha geniş bir süreci de ihtiva edebilir. Bu önemli süreç, aklın ölçülmesi zor ama hayatımız açısından önemli bir yönüdür.

Hayatın gerçekliğinin ölçülemeyen yönlerinin birçok ismi vardır. Bazıları bunun özümüz, bazıları da çekirdeğimiz, ruhumuz ya da gerçek doğamız olduğunu söyler…

Akıl duygu ve düşüncelerimizin, anı ve rüyalarımızın içsel farkındalığımız ve birbirimizle olan bağımızın hissi, yani sadece öznelliğin eş anlamlısı mıdır? Eğer akıl anbean yaşama dair içsel hissimizin farkında olma biçimimizi de içeriyorsa, o halde akıl ayrıca bilinç denen deneyimi, farkında olma yolumuzu, öznel yaşamımızın yönlerinin ne olduğunu bu yönler önümüze serildikçe bilmeyi de kapsar. Yani akıl, bilinci ve deneyimlerimizin, öznel yaşamlarımızın farkında olma biçimimizi de ihtiva eden bir terimdir.

Ancak genelde akıl olarak da nitelendirdiğimiz şeyi kapsayan farkındalığın altında bir şey daha gerçekleşir. Bunlar düşünceler, anılar, duygular, inançlar, umutlar, rüyalar, özlemler, tavır ve niyetler gibi bilinç dışı zihinsel süreçlerdir. Bunların bazen farkındayızdır, bazen de değilizdir, Bazen, hatta muhtemelen çoğu zaman farkında olmasak da bilinçsizce gerçekleşmeye devam eden bu aktiviteler gerçektirler ve davranışlarımızı etkilerler. Bu aktiviteler, düşünmemizin ve muhakememizin bir parçası, “bilgi”nin akmasını ve dönüşüme uğramasını mümkün kılan süreçler olarak düşünülebilirler.

Farkındalık olmadığında, bu bilgi akışı öznel duyuları uyandırmayabilir, sonuçta bu duygular bilinçli deneyimin bir parçası değildirler. Bu sebeple bilincin ve onun öznel deneyimlerinin farkındalığının ötesinde, akıl teriminin farkındalığa bağlı olan temel bilgi işlem sürecini de kapsadığını görebiliriz.

Peki, “bilgi işlemci olarak akıl” tam olarak ne anlama gelir? Bilgi nedir?

Bazen aklın bir “bilgi işlemci” olarak tanımlandığını görürüz. Bu genel itibariyle fikirleri veya nesneleri sunma ve dönüştürme biçimimize, olayları kodlayarak, depolayarak ve geri çağırarak anımsamamıza ve algıdan muhakemeye, en nihayetinde de davranışa geçişimize işaret eder. Bu akıl aktivitesi formalarının her biri, aklın bilgi işlem sürecinin parçalarıdır.

Daha dirençli bir akıl yaratmanın yeni yollarını sunabilecek yararlı bakış açılarıyla bu kitap, bilinen tariflerin üstünden geçmekten ziyade akla bir tanım getirme yolculuğu ile ilgilidir… Bunu başardığımızda daha etkili bir biçimde sağlıklı akıllar yetiştirmenin bilimsel temellerine ulaşma ihtimalimiz artacaktır.

Nörobiyolojiden kuantum fiziğine, antropolojiden psikolojiye kadar pek çok bilim dalını anlaşılır ve keyifli bir hale getiren bu kitap kimlik, bağ ve hayatımıza esenlik katmak gibi konularda üzerimizde hem kişisel hem de küresel açıdan büyük bir baskı yaratan sorulardan bazılarına cevap aradığımız eşsiz bir deneyim sunuyor.

Akıl , okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…