Biz, Jack, Simon ve ben dağa tırmandık. Yaman bir yer. Yiyecek var, içecek var.. "
"Ve kayalar var... “
"Mavi çiçekler var…”
Biraz toparlanan Domuzcuk, Ralph'ın elindeki deniz kabuğunu gösterdi. Jack ile Simon sustular. Ralph, konuşmasını sürdürdü:
"Beklerken, hoş vakit geçirebiliriz bu adada. ” Ralph, her bir yanı gösterircesine kollarını açtı:
"Kitaplarda anlatılanlar gibi tıpkı.”
Çocuklar, hep bir ağızdan bağırdılar:
"Hazine Adası gibi...
"Kırlangıçlar ve Amazonlar gibi…”
"Mercan Adası gibi.
Ralph, elindeki denizkabuğunu havada salladı:
"Bu, bizim adamız. Güzel bir ada. Çok eğleneceğiz, büyükler gelip bizi alıncaya kadar. "
Jack, elini uzatıp denizkabuğunu aldı:
"Domuzlar var” dedi; " şuradaki küçük kaynakta... Her bir şey var. Başka şeyler de bulanlar yok mu aranızda?"

— William Golding

Merhaba

Sineklerin Tanrısı (Lord of the Flies), William Golding’in 1954 yılında yayımlanan, modern dünya edebiyatının en çarpıcı ve simgesel romanlarından biridir. İnsan doğasının karanlık yönünü, medeniyetin ince perdesinin altındaki ilkel içgüdüleri ve toplumdan yalıtılmış bireylerin nasıl hızla barbarlığa sürüklenebileceğini etkileyici bir şekilde anlatır.

Bir atom savaşı sırasında, İngiltere’den tahliye edilen bir grup erkek çocuk, ıssız bir adaya düşer. Başta uygarca bir düzen kurmaya çalışsalar da zamanla aralarındaki birlik bozulur, korkular ve içgüdüler galip gelir. Çocuklar ikiye bölünür: bir grup akıl ve düzeni temsil eden Ralph’ın etrafında toplanırken, diğer grup şiddet ve gücü temsil eden Jack’in liderliğinde vahşileşir.

Adadaki yaşam kısa sürede medeniyetin çöküşüne ve ilkel doğanın yükselişine sahne olur. “Sineklerin Tanrısı” olarak adlandırdıkları domuz başı ise, insanın içindeki kötülüğün simgesidir.

İnsan Doğası: Golding, insanın doğasında var olan kötülüğün, uygun şartlarda nasıl hızla yüzeye çıkabileceğini gösterir.

Medeniyet vs. Barbarlık: Kitap, toplum kurallarının yokluğunda insanların nasıl hızla vahşileşebileceğini çarpıcı bir şekilde sergiler.

Sembolizm:

  • Sineklerin Tanrısı (domuz başı): Şeytani gücün ve içsel karanlığın sembolü.
  • Deniz kabuğu (conch): Düzen, demokrasi ve medeniyet.
  • Gözlükler: Bilgi, akıl ve teknolojik ilerleme.

Romanın İngilizce versiyonu 1970’li yıllarda Türkiye’de yabancı dille eğitim yapan devlet okullarında (Maarif Bakanlığı Kolejleri) İngilizce derslerinde okutulmuştur.

Kitap II. Dünya Savaşı’nın ardından yazarın kendi yakın geleceğinde, yani gerçek olmayan bir nükleer savaş sırasında geçer. Mercan Adası’na karşılık olarak; Mercan Adası’ndaki gibi çocukların ve gençlerin iyilik potansiyellerinden bahsetmek yerine, kökenlerimizde olan vahşiliğe dönüşü göstermektedir. William Golding, II. Dünya Savaşı’nda gördüğü had safhadaki vahşetin etkisiyle bu kitabı, başlıca insanın doğası ve içinden gelen kötülüğü sorgulamak üzerine yazmıştır. Başlarda kitap İngiliz halkı tarafından tepki görse de (çocukları kötü gösterdiği için) aynı günlerde 2 sokak çocuğunun masum bir çocuğu sebepsiz yere döverek öldürdüğü için bir anda ilgi odağı olmuştur.

Sineklerin Tanrısı, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Kitabın ana kahramanı Ralph, iyi niyetli ve temiz kalpli bir çocuk karakter olarak tanıtılır. Ralph’in yakın arkadaşları olarak göreceğimiz bir de Domuzcuk lakaplı şişman ve gözlüklü bir çocuk ile Simon vardır. Çocuklar ilk başlarda ebeveynlerinin baskısı olmadan rahat ve huzurla bu adada yaşayabileceklerine inansalar da zamanla işbirliği yapıp hayatta kalma mücadelesi vermeleri gerektiğini anlarlar. Domuzcuk oldukça zeki bir karakterdir ve Ralph’e pek çok konuda akıl verir. Bunlardan ilki, hayatta kalan diğer tüm çocukları bir araya toplama fikridir. Denizden çıkardıkları deniz kabuğunu öttürerek ise diğerlerine ulaşmayı başarırlar.

Çocuklar arasında bir de Jack karakteri göze çarpar. Adada liderliği ele geçirebilmek için pek çok kötülük yapmaya hazır olan bu çocuk ile Ralph’in arası hiçbir zaman düzelmeyecektir. Jack ve Ralph’in liderliğinde 2 gruba ayrılan çocuklar, birbirlerini sevemezler. Öyle ki Jack’in önderliğindeki çocuklar, adadaki 2 çocuğun ölümüne dahi göz yumar. Peki o 2 kişi kimdir? Ve çocuklar adadan kurtulabilecek midir?

Sineklerin Tanrısı, Nobel Edebiyat Ödüllü İngiliz romancı ve şair William Golding’in 1954 yılında yazdığı alegorik romanıdır. Özgün adı Lord of the Flies olan roman Türkiye’de özgün adının tam çevirisi olan Sineklerin Tanrısı’nın yanı sıra bazı yayın evleri tarafından İşte Bizim Dünya adıyla da yayımlanmıştı.

William Golding 1911 yılında Cornwall’da doğdu. Oyuncu, öğretim görevlisi, denizci, müzisyen ve son olarak okul müdürü sıfatlarıyla çalıştı. 1934’te Poems adlı ilk kitabını yayımladı. 1940 yılında Kraliyet donanmasında görev aldı. 1954’te yayımlanan ilk romanı Sineklerin Tanrısını kaleme aldı. 1961 yılında öğretmenliği bıraktı ve kendini tamamen yazmaya adadı; Kule ve ÇatalDil de dahil olmak üzere toplam on iki roman yazdı. Sineklerin Tanrısı 1963 yılında Peter Brook tarafından filme alındı. 1983 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü. Golding 1988 yılında “Sir” unvanını aldı. 1993 yazında öldü.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin