
Daniel J. Siegel
“Akıl gözü, içimizdeki denizi keşfetmenin pusulasıdır; dalgaları fark etmek, onları yönetebilmenin ilk adımıdır.”
Sevgili Okur,
Bu görsel benim için çok özel bir anlam taşıyor. Kemoterapiden hemen sonra çıktığım yolculuk, aslında içimdeki denizi keşfetmenin ilk adımıydı. Gökyüzüne bakıp gülümsediğimde, aklımdan şu sözler geçti: “Buda geçecek yahu! Zaman ‘şimdi’dir ve şimdi sahip olduğumuz tek ‘zaman’dır…”
Yaşam, yalnızca şu andır. Geçmişin dalgaları çoktan kıyıya vurmuş, geleceğin akıntıları henüz doğmamıştır. Gerçek, yalnızca şu anın denizinde mevcuttur.
İçsel Keşif: Akıl Gözüyle Denize Dalmak
Zaman akarken, zihnimde bir soru yankılandı: “Yaşadığım her şeyin bir amacı olmalıydı.” İçsel denize dalmak, akıl gözüyle dalgaları izlemek gibidir. Duyguların ve düşüncelerin dalgaları yükselir, alçalır; ama derinlerde her zaman dinginlik vardır. Bu dinginliği fark etmek, benliğin en büyük keşfidir.
Ve bu keşfi yapan, yanıtı veren kişi sizsiniz… İçinizdeki göz, yani farkındalık, denizin derinliklerine inen pusuladır.
Ruh, Zihin ve Bedenin Uyumu
Denizin yüzeyinde fırtına kopsa da, derinlerde sessizlik vardır. Ruh, zihin ve beden bir araya geldiğinde, bu sessizlik titreşime dönüşür. Eğer zihniniz kapalıysa dalgaları göremezsiniz; ruhunuz kapalıysa denizin varlığını hissedemezsiniz. Ama üçü birleştiğinde, içsel denizin melodisi ortaya çıkar.
Sözün Gücü: Dalgaların Yankısı
Her söz, denize düşen bir damladır. Dalga olur, yankı olur, titreşim olur. Söylediğiniz her kelime, içsel denizin yüzeyinde bir iz bırakır. Yüreğinizden çıkan söz, saf sevgi dalgasına dönüşür; ego’dan çıkan söz ise kısa bir çalkantıdan ibarettir.
Gezegenimizdeki en güçlü enerji sözdür. Çünkü söz, içsel denizin aynasıdır.
Deniz Hayattır
Yüzeye üflenen her rüzgarla karıştırılan deniz, insanın zihnidir; günün endişeleri ve dehşetlerinin fırtınaları tarafından sarsan her duygu ve düşüncenin etkisiyle hareket eder. Yine de bu fırtınalı yaşam denizinin ortasında, sakin bir yol boyunca yürür.
Buda’nın hikayesini hatırlayın: Genç bir prens olarak hastalık, üzüntü ve ölüm görmüştü. Daha sonra yolda sessizce ve yavaşça yürürken yüzü huzurlu bir keşiş gördü ve Buda derhal krallıklara hükmetmektense, o adam gibi olmanın daha iyi olacağına karar verdi.
Mutluluk İçeriden Gelir
Ruhsal açılımın sonucudur. O açılıma sahip olmayan hiç kimse mutlu olamaz. Evrende fırsat verilmemiş kimse yoktur.
Yaşamsal Güçlerin Kapanması
Bireyin her şeyde içsel tasarruf uygulayacağı anlamına gelir. Çünkü hiç kimse kaynaklarını dağıtarak yüksek derecede ruhsal başarıya ulaşamaz.
Enerjinin tasarrufu ve korunması ve herhangi bir düşünce veya eylemle boşa harcanmaması önemli bir sorundur.
Huzurlu Olmak
Huzursuzlukların temel nedenlerinden biri, diğer insanlar için endişe etmek, yaşamlarını onların yerine yaşamaya çalışmak ve hak ettiği bedellerden kurtarmaya çalışmaktır. Bir insanın kendisi için gerekli olan deneyimlerden kaçmasına yardım edilemez. Onları, büyümeleri için ihtiyaç duydukları deneyimlerden uzakta tutmak yararlı değildir. Bu farkındalık, endişelenmek yerine insanın huzura kavuşmalarında katkıda bulunur.
Dışsal şeyleri kesmek, zihnin düşünce ve duygu unsurlarının öldüğü bir seviyeye bilinçli olarak yükseltilmesi anlamına gelir.
Hakikat’e yaklaşmamızın kendi bütünlüğümüze olduğunu anlamalıyız.
Sessizlik: Derinliğin Dili
Ve sonunda, sessizliğe varırız. Sessizlik, denizin en derin katmanıdır. Orada benlik sınırlarını aşar, hiçlikte gerçek benliğe ulaşır. Hiçlik, yokluk değil; her şeyin özü, denizin en saf hali.
Şimdi, tam şu anda, içsel denizin merkezindeyiz. Akıl gözüyle baktığımızda, dalgaların ardındaki dinginliği buluruz.
Konsantrasyonun Gücü
İnsan yaşamında, kelimenin mistik anlamına göre konsantrasyon gücü, artan bir iç dengenin ve günlük yaşam boyunca ruh gücünün genişlemesinin bir kanıtıdır.
Konsantrasyonun ilk kısmı anlama derecesinin gelişimiyle ilgilidir.
Konsantrasyon Gerçeğe açılan kapıdır; içe doğru algılanan ince şeylerden yapılmış köprü. Köprüyü kuran kişi, onun üzerinden inşa ettiği kimliğe geçebilir.
Sonsuzluğun Giysisi
Karşılaştığınız ya da yaşadığınız olay ya da koşuldaki şeyde biçimsiz olanın sembollerini tanımanız gerekmektedir. Tüm görünür fiziksel nesnelerin ve tüm somut, akla gelebilecek bilgi biçimlerinin gerçekten de “Sonsuzluğun Giysisi”nin renkleri olduğunu fark edin.
Size Nasıl Yardım Edebilirim?
Kendimizi dönüştürdüğümüzde dünyayı dönüştürürüz. Geçmişin yükünü bırakıp bugüne şükrettiğimizde, içimizdeki huzur ve sevgiyi büyütürüz. Böylece hem kendimiz hem gelecek nesiller için daha güzel ve yaşanabilir bir dünya kurarız.
Tüm sevgimle…
Hakkında
İçsel Gelişim Yolculuğum
Tinselliğe sakince yaklaşmalı ve sakince yönetilmelidir. İlerlemeyi hafife almak kadar küçümsemek de tehlikelidir.
Hiçbir zeki öğrenci başkalarını yanıltma karmasını üstlenmek istemez…









Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.