
“Yaşam Dersleri” kendisiyle ve dünya ile uyum içinde anlamlı bir hayat yaşamak isteyen herkes için. Birbirimizi ve kendimizi iyileştirmek, ruhlarımızı sağaltmak için.
“Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar.”
— Elisabeth Kubler Ross
Merhaba
“Hepimizin yaşam denen bu zaman zarfında öğreneceği dersler var; bu, ölmek üzere olanlarla çalışırken özellikle belirginleşir. Ölmek üzere olanlar yaşamın sonunda çok şey öğrenir, ama ge-nellikle öğrenilenleri hayata geçirmek için artık çok geçtir. 1995 yılında, Anneler Günü’nde, beni kötürüm bırakan bir felç geçirdim. Sonraki birkaç yılımı ölümün eşiğinde yaşadım. Kimi zaman ölümün birkaç hafta içinde kapımı çalacağını düşündüğüm oldu. Birçok kez, kapımı çalmadığı için hayal kırıklığına uğradım, çünkü hazırdım. Fakat ölmedim, çünkü hala yaşa-mın öğrettiklerini, son derslerimi öğreniyorum. Bu dersler ya-şamlarımızla ilgili nihai gerçekler; bunlar hayatın kendi-siyle ilgili sırlar. Bir kitap daha yazmak istedim; ölüm ve ölmek değil, yaşam ve yaşamak üzerine.”
“Hayatımı gerçekten böyle mi yaşamak istiyorum?” Her birimiz bir noktada bu soruyu kendimize sorarız. Trajedi, hayatın kısa olması değil; çoğu zaman geriye dönüp baktığımızda gerçekten önemli olanı görememiş ve onu yaşamamış olmamızdır. İki ünlü yazar, Elisabeth Kübler-Ross ve David Kessler, hayatı dolu dolu yaşamak, ölüm korkusunu yenmek, içimizdeki kötülükten kurtulmak, kendimizdeki ve başkalarındaki en iyiyi bulmak için bilmemiz gereken kuralları formülleştirdi. Sevgi ve mutluluk, öfke ve bağışlama, kayıplar ve suçluluk duygusu gibi ruhsal dersleri, ölümün eşiğinde yaşayan insanların hayat deneyimleriyle harmanladı. Böylelikle korkularımız, umutlarımız, ilişkilerimiz ve her şeyden önce gerçekte kim olduğumuz hakkındaki paha biçilemez gerçeği ortaya çıkardı.
“Yaşam Dersleri” kendisiyle ve dünya ile uyum içinde anlamlı bir hayat yaşamak isteyen herkes için. Birbirimizi ve kendimizi iyileştirmek, ruhlarımızı sağaltmak için.
“Bir çok insan var olmuştur, ama aslında hiç yaşamamıştır.“
Çıkış noktası insan sevgisi olan eserin, bir ömür süren çalışmaların bilgi ve deneyim birikiminin sade ve doğal bir anlatımıyla yararlı olacağı düşünülen kıymetli bir eser.
Elisabeth Kübler -Ross, yaşam ve yaşamak üzerine ilk kitabı olan Yaşam Dersleri’nde David Kessler ile birlikte yaşamı her anıyla dolu dolu yaşayabilmek için öğrenmemiz gereken pratik ve ruhsal dersler sunuyor.
Derslerimizi öğrenme hakkında konuşurken, tamamlanmamış bir işi ortadan kaldırmak hakkında konuşuyoruz. Bu tamamlanmamış iş ölümle ilgili değil. Yaşam ile ilgili.
Evet güzel bir yaşam geçirdim, ama gerçekten yaşamak için hiç mola verdim mi?
Ancak ne kadar çok , dersi öğrenirsek bitirdiğimiz işler de o kadar çok olacaktır ve ne kadar dolu dolu yaşarsak, yaşamı da gerçekten yaşamış oluruz.
1. Otantikliğin Öğrettikleri : Yalnızca olduğumuz kadar değerli, bütün ve tamamızdır. İster yaşamın başında ya da sonunda, ister ürünün doruklarında veya umutsuzluğun derinliklerinde hep koşulların arkasındaki insanlarızdır. Hastalığınız ya da yaptığınız şey değilsiniz, olduğunuz kişisiniz. Hayat yapmakla ilgili değil, olmakla ilgilidir.
2. Sevginin Öğrettikleri : Sevgi, tanımlamakta bile büyük güçlük çektiğimiz bu şey, yaşamın tek gerçek ve devamlı olan deneyimidir. Korkunun karşıtı, ilişkilerin özü, yaratıcılığın aslı, gücün inceliği, kim olduğumuzun karışık bir parçasıdır. Mutluluğun kaynağı, bizi birleştiren ve içimizde yaşayan enerjidir. Ancak, birbirimize duyduğumuz sevgiye yüklediğimiz koşullardan kurtulduğumuzda, huzuru ve mutluluğu bulabiliriz. Sevilmek için kendimizi yırtmışızdır, hem de bunun koşullu, bu yüzden de yanlış sevgi olduğunu hiç fark etmeyerek. Başkalarının onayını bu kadar çok gerektiriyorsa, sevmemiz nasıl mümkün olabilir? Ruhlarımızı besleyerek ve kendimize karşı şefkatli davranarak işe başlayabiliriz. Beslenirken kendinize bir parça şefkatli olun; kendinize bir mola verin.
3. İlişkilerin Öğrettikleri : Sevgi kendine benzeyen her şeyi iyileştirmek için eşiğinize getirecektir. İlişkilerde ortaya çıkan durumlar hepimizin karşısına öğrenmemiz gereken dersler çıkarır. Bir cila makinesindeki elmaslar gibi, biz de ilişkilerimiz içinde birbirimizin kaba kenarlarını cilalarız.
4. Kaybın Öğrettikleri : Sevdiklerimizi ölümleri sonucu kaybetmek en büyük acı veren deneyimlerden biridir. Boşanma ya da ayrılma sonucu birini kaybedenlerin çoğunlukla ölümün en büyük kayıp olmadığını fark ettiklerini söyleyecek olmaları, kimseye saygısızlıkta bulunmadan yapılan ilginç bir yorumdur. Tersine, bu kadar zor olan şey sevdiklerinden ayrılmaktır. Bir kişinin varolmaya devam ettiğini bilmek ama o kişiyle bunu paylaşamamak, ölüm sonucunda yaşanan kalıcı ayrılıktan çok daha fazla acıya yol açabilir.
5. Gücün Öğrettikleri : Kişisel gücümüz, aslımızda varolan armağanımız ve gerçek kuvvetimizdir. Ne yazık ki çoğu kez bir çok değişik biçimde, farkında olmadan bunu unuturuz.
6. Suçluluğun Öğrettikleri : Başkalarını mutlu etme isteği suçluluk için verimli bir tarladır, ama tek tarla değildir. Suçluluğun psikolojisi kökleri öz- yargıya, bir şeyleri yanlış yapmış olduğumuz duygusuna dayanmaktadır. Suçluluğumuz çoğu kez çocukluğumuzdan kaynaklanır. Diğerlerinin sevgisini kazanmak için oluşturduğumuz kimlikler.
7. Zamanın Öğrettikleri : Geçmişi önce gelen, geleceği de ileride bulunan bir şey olarak düşünüyoruz, ama bu, zamanın düz bir hat üzerindeki bir süreklilikte olduğu varsayımını getiriyor. Bilim adamları zamanın doğrusal olmadığını, katı bir geçmiş -şimdi-gelecek örüntüsünde kilitlenmediğimizi düşünmekteler. Doğrusal olmayan zamanda geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda varolabilir. Bu olabilirliğin önemi var mı? Zaman doğrusal değilse, aynı anda geçmiş, şimdi ve gelecekte olabileceksek hayatlarımız değişmiş olacak mı?
8. Korkunun Öğrettikleri : Hayatta pek çok şeyden – insanların önünde konuşmaktan, dışarıda biriyle buluşmaktan, hatta kimi zaman yalnız olduğumuzu kabul etmekten korkarız. Bir çok durumda, denememek reddedilmekten ve altında yatan duygularla uğraşmaktan daha kolaydır. Aslında, korkular hilelidir, çünkü birbiri üzerine kat kat sıralanmışlardır. Her biri en alttakine, yani diğer tüm korkuların dayandığı temel korkuya inene kadar tek tek kaldırılabilir. Bu temel korku genellikle ölüm korkusudur.
9. Öfkenin Öğrettikleri : Gerçekte bildiğimiz, öfkenin eyleme yol açtığı ve çevremizdeki dünyayı kontrol etmemize yardımcı olduğudur. Ayrıca hayatlarımızda uygun sınırlar oluşturmamıza da yardımcı olur. Uygunsuz, şiddetli ya da zarar verici olmadığı sürece öfke yararlı ve sağlıklı bir tepki olabilir.
10. Oyunun Öğrettikleri : Hayatı çok ciddiye aldığımızda oyun oynamayı unuturuz. Üretken bir biçimde oynamayı öğrenmeden önce , yalnızca oynadığımız bir zamanı hatırlamamız gerek. Kalplerimiz açık olduğu ve sonrasında bir suçluluk duygusu yaşamadan oynayabildiğimiz bir zaman.
11. Sabrın Öğrettikleri : Felsefi açıdan bakıldığında, sabırlı düzenli olarak kullanılması gereken bir kasa benzer, çalıştırılmalı ve güvenilmelidir. Bu kası her gün karşılaştığımız durumlarda çayın mikrodalgada ısınması için bir iki dakika daha kalmasına izin vermek gibi az kullanırsak, hayatın büyük, zorlu mücadeleleri sırasında bizi destekleyecek güçlü bir kasımız olmaz. İyileşmenin her zaman iş başında olduğuna dair derin bir inanç geliştirmenin bu kadar önemli olmasının nedeni budur. Dünyada bir güç vardır. Her olayın, her şeyin bizim bunu fark etmediğimiz ya da görmediğimiz durumlarda bile, iyiye gittiğine güvenin. Bu inançtır. Sabırlı olmak inançlı olmaktır.
12. Kendini Bırakmanın Öğrettikleri : Yaşamı bir tekerlekli paten gibi düşünün. Patene bineriz, onu süremeyiz. Tekerlekli patenin sizin istediğiniz yere gitmesini sağlamaya çalışmanın ne kadar sinir bozucu olabileceğini hayal edebiliyor musunuz? Sadece onu yöneltememekle kalmayacaksınız, ayrıca bütün inişleri ve çıkışlarıyla birlikte onun üzerinde olma deneyimini de kaçıracaksınız.
13.Bağışlamanın Öğrettikleri : Bütün bir hayat yaşayabilmemiz için bağışlamamız gerekir. Bağışlama, acılarımızı ve yaralarımızı iyileştirmenin yoludur, karşımızdaki kişilerle ve kendimizle bu biçimde yeniden birleşebiliriz.
14. Mutluluğun Öğrettikleri : İşin iyi yanı kendimizi mutlu etmek için gereken her şey bize verilmiştir; işin kötü yanıysa, bize verilen bu şeyleri nasıl kullanacağımızı çoğu kez bilemeyiz. Zihinlerimiz, kalplerimiz ve ruhlarımız tamamen mutluluğa kodlanmıştır; bütün donanım içimizde hazır durumdadır. Herkes mutluluğu bulma potansiyeline sahiptir. İnsanın bütün yapması gereken bunu doğru yerde aramaktır.
2016 yılında katıldığım bir eğitimde ; kitabın bir kopyasını hediye ederek okumama vesile olan Sevgili Neşe‘ye teşekkür ederim.
2021 yılında kitabın tekrar basılarak okuyucuyla buluşturulmuş olması çok mutlu etti. Kitabı internetten sipariş ederek temin ettim. Çünkü kitabın o mis gibi kokusuyla temas etmeliyim…
Yaşam Dersleri, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatmak amacıyla.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgi’yle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın