Sanat Nedir? Tolstoy


Sanat adı verilen şeyden, yanlışları ve barındırdığı bütün iyi yanlarıyla hepten yoksun kalmak mı, yoksa gelişmesi için ona destek olmayı sürdürmek ya da bugünkü haliyle varlığının sürmesine göz yummak mı?


Merhaba,

Sanat Üzerine, Tolstoy’un kuramsal yapıtları arasında dikkati çekici bir yere sahiptir. İlk kez 1897’de yayımlandı. Rusya’da hep sansüre uğradı. Sansürsüz ilk baskısı 1898 yılında Londra’da, İngilizce olarak yapıldı; Tolstoy da bu baskıya bir önsöz yazdı. On beş yıllık yoğun bir çalışmanın ürünü olan Sanat Üzerine yazarın üzerinde en fazla uğraştığı yapıtıdır.

Sanatın görevi nedir?

Çağımızda sanatın görevi, insanların esenliğinin onların bir araya gelmelerinde, birleşmelerinde olduğu gerçeğini akıl alanından duygu alanına geçirmektir; sanatın akıl alanından duygu alanına geçireceği bir başka gerçek de varlığını sürdürmekte olan şiddetin egemenliğinin yerini ilahî egemenliğin, başka bir deyişle hayatımızın en yüce amacı olarak bizlere sunulmuş olan sevginin egemenliğinin alması gerektiğidir.

Günümüzde hangi yayın organları sanata ya da gerçek sanatçılara olduğu değeri verip, paylaşıyor?

Sanat yerine sanat taklitlerinin ortalıkta yer aldığı dönem. Geçmişte olduklarından bambaşka bir niteliğe bürünerek, geçim sağlayan birer mesleğe dönüştü. En değerli niteliğini, içtenliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya.

Profesyonel sanatçı sanatıyla yaşar. Sanat alanıyla ilgili ürünler ortaya koyması gerekir.

Sanatsal ve bilimsel yaratı nedir?

İnsan, daha önce hiç kimseden duymadığı ve her yönüyle ona yeni gözüken bir şeyi düşünür ya da onu belirsiz bir biçimde hisseder. Bu yeni şey onu etkiler ve günlük bir konuşma sırasında farkına vardığı o şeye dikkat çeker, sonra kendisi için apaçık ve belirgin olan bu şeyin başkaları tarafından görülmediğini şaşırarak görür. Onlar, onun anlattığı şeyleri görmez ya da hissetmezler. Bu çevreden kopuş, uyuşmazlık ve anlaşmazlık başlarda onu rahatsız eder. Kendi anlayışını doğrultmak için, gördüğü, hissettiği ya da anlattığı durumları başkalarına aktarmada farklı yollar dener. Fakat ötekiler, onun onlara iletmeye çalıştığı şeyi hâlâ anlamamaktadır ya da onun anladığı ya da hissettiği gibi anlamamaktadırlar. Ve insan bir şüpheden rahatsızlık duymaya başlar. Ya gerçekten var olmayan durumları tasarlamakta ve bulanık bir biçimde hissetmektedir ya da ötekilerin görmediği ve hissetmediği, ama gerçekte var olan şeyler söz konusudur. Bu şüpheyi ortadan kaldırmak için bütün gücünü keşif yapmaya yöneltir. Öyle ki farkında olduğu şeylerin varlığı hususunda kendisi ya da öteki insanlarla ilgili en ufak bir şüpheye yer kalmamalıdır. Bu açıklığa kavuşturma işi tamamlanır tamamlanmaz ve insan artık gördüğü, anladığı ya da hissettiği şeylerin varlığı hakkında şüphe duymadığında, başkaları da birdenbire onun gibi görmeye, anlamaya, hissetmeye başlarlar. Bu, konuyu kendine ve başkalarına anlaşılır ve kesin kılma çabasıdır. Bu insanın genelde ruhsal faaliyetinin üretiminden ileri gelir. Biz, buna sanat eseri diyoruz. Sanat insanın ufkunu genişletir ve onu daha önceden algılamadığı şeyleri görmeye zorlar.

Sanat, herhangi bir maddi ihtiyaçtan doğmaz. Tam tersine hem sanatı üretene, hem de o sanatı alana bir tatmin sağlar.

Önceleri, başkalarınca algılanmayan, hissedilmeyen ve anlaşılamayanlar, duygu yoğunluğuyla, herkes tarafından kabul edilebilir bir anlaşılırlık derecesine gelir ve böylece ortaya sanat eseri çıkan ürün bir sanat eseri olur.

Okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar okumaya davet ediyor.

Okuyunuz…

Sevgiyle,
Yasemin Emre

Ben’i Sorgula
Kategoriler
%d blogcu bunu beğendi: