
Dünyanın her yerinden dinler ve mitolojiler Tanrı’nın ya da tanrıların insanları yarattığını öğretirken ateist, hümanist ve materyalist eleştiri dinin bir insan icadı olduğunu ileri sürerek teolojiyi baş aşağı çevirir. Bu kitapta, E. Fuller Torrey, temel soruya verdiği yanıtla tanrıların kökenini insan beynine yerleştiriyor ve dinî inancın evrimin bir yan ürünü olduğunu ileri sürüyor.
“Bir tanrıya inanmak, özellikle olayların nedenini anlama, kişinin kendi yaşamını kontrol ettiği hissi, sıkıntılı durumlarda güven arama, ölüm korkusuyla baş etme, ilişkileri ve toplumsal yaşamın diğer yönlerini arzulama ve hayatta makul bir anlam arama gibi çok sayıda insani eğilimle ilintilidir.”
— E.Fuller Torrey
Merhaba
Bir insan çok iyi biri olmak İçin… kendini bir başkasının ve diğer pek çok kişinin yerine koymalıdır; kendi türünün acılarını ve hazlarını sahiplenmelidir.”
Percy Bysshe Shelley, “A defence of poetry”1821
Zihin kuramı, “başkalarının davranışlarının düşünceler, duygular ve inançlar gibi içsel durumlar tarafından motive edildiğinin anlaşılmasıdır.”
Bu sadece diğer kişinin fiziksel varlığının ve niyetlerinin farkında olmak demek değildir.
Zihin kuramı, aslında kendinizi diğer kişinin yerine koymayı, onun zihnine girmeyi içerir. Başkalarının zihnini yalnızca söylediklerini dinlemekle değil, yüz ifadelerini, bakışlarını, duruşlarını ve hareketlerini gözlemleyerek de okuruz. Tanım gereği, özfarkındalık gelişene dek başkalarına yönelik farkındalık gelişmez, çünkü referans noktamız olan kendi düşünce ve duygularınızın farkına varmaksızın başkalarınınkini anlayamazsınız. Nicholas Humphrey tarafından dile getirildiği gibi :” Diğer insanlara benzemenin nasıl olduğunu hayal edebiliriz, çünkü kendimiz olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyoruz.”
Chris Frith zihin kuramını, başkalarının bizim gibi zihnilere sahip olduğuna inandığımız ve ” bu kişilerin davranışlarını zihnilerinin içindekiler, yani sahip oldukları bilgi birikimi, inançlar ve arzular üzerinden idrak ettiğimiz” an olarak tanımlar.
Tanrı’lar yaratmak ve onlara bir zihin kuramı atfetmek, olası birçok fayda sağlar. En önemlisi Tanrı’ların aklımızı okuyup ne düşündüğümüzü bildiğine dair inanca yol açmasıdır. Birçok dinle ilgili yapılmış araştırmalarda Tanrı’ların “insanların her birini tanıdığı onların ruhlarını ve kalplerini bildiği ” tasavvur edilir. Bering’ e göre bu, atalarımızın yaptıkları eylemlerin doğaüstü bir izleyici tarafından sürekli gözetlendiği çetelesinin tutulduğu ve yargılandığı hissine kapılmalarına ve buna göre davranmalarına, kısacası daha büyük toplumsal düzene yol açmıştır.” Zihin kuramına sahip Tanrı’ların yaratılmasının bir diğer yararı, böyle Tanrı’ların yaşamın bilinmeyen özelliklerini açıklamada işe yaramalarıdır.
Bu kitap inancı reddetmiyor, aksine dini inancı beynin evriminin kaçınılmaz bir sonucu olarak sunuyor. Evrimsel nörobilime dair açık ve anlaşılabilir açıklamalar sunan kitap, en derin gizemlerimizin mekanizmalarına yeni bir ışık tutuyor.
Okuyucu bakış açımla, empatiyi yeniden çerçeveleyerek, insanın beyninin gelişim sürecindeki evreler anlam kazanınca, insan davranışlarını anlamak çok daha farklı bir boyut kazandı.
Şimdi ise günümüzde insan beyni neye evriliyor?
Bu sorunun cevabını bulmak İçin yola günümüz insanlarının davranışlarını anlayarak, kitaplardan destek alarak devam etmek gerekiyor.
İnançlarınızı ve kendinizi sorguladığınız bir gün olsun.
Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın