
Hastalığı boyunca kendini gözlemleyen, okuyucusuyla sohbet edercesine kullandığı yazı dili, yabancının düşünceleri her kitabında, benim duvarımı aşıyor. Aktardığı her cümle derin düşünmeyi sağlıyor. Cümle sonlarındaki uyum, dikkat çekiyor. Şiir dinlercesine.
“Kitaplarla haşır neşir olmuyorsa, düşünmüyordur… “
— Friedrich Nietzsche
Merhaba
Gün batımı ve mis gibi bir çay eşliğinde okunan kitap.
Friedrich Nietzsche, geleneksel din, ahlak ve felsefe anlayışını kendine özgü yoğun ve çarpıcı bir dille eleştiren en etkili felsefecilerden.
Böyle Söyledi Zerdüşt, insanca Pek İnsanca‘ dan sonra okuma listemde yer alan , Ecce Homo, adlı eserinde bizlere soruyor;
Kişi nasıl olduğu kişi olur?
Hastalığım beni akıla, akıl üzerinde düşünmeye, gerçekliğe zorlanmasaydı. Şimdi, uzun bir alıştırma sonunda iklimsel ve meteorolojik kökenli etkileri, kendi üzerimde sanki çok hassas ve güvenilir bir aygıttan okuyormuşçasına okuyabiliyor ve Torino’da ya da Milano’da yaptığım kısa bir yolculukta havanın nem oranlarındaki değişikliği kendi üstümde fizyolojik olarak hesaplayabiliyorken, yaşamının 10 yıldan hep öncesinin hep yanlış ve bana adeta yasak yerlerde geçirdiğim yaşamsal açıdan en tehlikeli yıllar olduğunu düşününce dehşete kapılıyorum.
Okumak beni tam da kendi ciddiyetimden uzaklaştırır. Çok yoğun çalıştığım dönemlerde hiçbir kitap görülmez yanımda; herhangi birinin yanı başımda konuşmasına, hatta düşünmesine izin vermekten sakınırım. Okumak da budur zaten…
Yabancı bir düşüncenin gizliden gizliye duvarı aşmasına izin verecek miyim?
Okumak da budur zaten…
Hastalığı boyunca kendini gözlemleyen, okuyucusuyla sohbet edercesine kullandığı yazı dili, yabancının düşünceleri her kitabında, benim duvarımı aşıyor. Aktardığı her cümle derin düşünmeyi sağlıyor. Cümle sonlarındaki uyum, dikkat çekiyor. Şiir dinlercesine.
Peki, kişi olduğu kişi nasıl olur?
Değerlerin yeniden değerlendirilmesi görevi için belki de bir kişide bir arada bulunanlardan daha fazla yeti, her şeyden önce zıt yetilerin birbirlerini rahatsız etmeden, bozmadan bir arada olması gerekliydi. Yetilerin hiyerarşisi ; mesafe; düşman etmeden ayırma sanatı ; hiçbir şeyi karıştırmama, hiçbir şeyi “uzlaştırmama” yine de kaosun zıddı olan muazzam bir çoğulluk buydu ön koşulu, uzun süren gizli çalışması ve sanatçılığı içgüdümün.
İçinizde neyin büyüdüğünü seziyor musunuz?
Ecce Homo, Friedrich Nietzsche, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın