
Duygu ve akıl, zihin ve beden arasındaki dengeye hepimizin ihtiyacı var ama bunu nasıl sağlayacağımızı biliyor muyuz? Bu dengeyi oluşturmaktaki sihirli sözcük, Duygusal Zeka.
“Aristoteles yıllar önce fark etmişti: ‘Herkes kızgın olabilir; bu çok kolay. Ancak doğru kişiye, olması gereken ölçüde, doğru zamanda, haklı sebeplerle ve uygun bir tarzda kızgın olmak -işte zor olan bu.’ “
—Stefan Konrad
Merhaba
Kendi duygularını algılamadaki yetersizlik, hislerini ifade etmede yaşanılan beceriksizlik, duygularını yönlendirebilme ve başkalarının duygularını paylaşmada görülen bariz eksiklik, modern toplumun insanını şiddet ve zor kullanmadan oluşan bir şeytan çemberine sürüklemekte. Bu durumun sadece Amerikan toplumu için geçerli olduğunu düşünenler yanılıyorlar. Birleşmeden sonra Almanya’da da birçok sosyal sorunlar ortaya çıkmıştır. Çünkü burada da toplumsal gelişme otonomiden çok bireyciliğe, okullarda, üniversitelerde ve çalışma ortamında daha fazla rekabete temayül etmekte. Bunun sonucunu ise hemen her gün iddia etmekteyiz: Birey yalnızlığa itiliyor, sosyal yaşam yok oluyor. Buna karşın kendini toplumdan soyutlamak ve başını ellerinin arasına alıp düşünmekle problem çözülmüyor. İşbirliği ve dayanışma, sorunu aşabilmek için seçilmiş daha uygun bir davranış tarzı olabilir.
Daniel Goleman’ın literatüre kazandırdığı bu kavram her geçen gün daha da önem kazanmaya başladı. Başka insanları tanımak, kalp ile aklın barışıklığı, kafa ile bedenin uzlaşma halinde olması kişilerarası ilişkilerin ve iş dünyasının en önemli taleplerinden biri. Bu kitapta bilimin bu konuda yaptığı en son araştırmaları destekleyen bilgiler bulacaksınız.
IQ artı heyecan eşittir başarı. Yeni başarı formülü, bu şekilde tanımlanabilir. Bugüne kadar hızlı anlama kabiliyeti, bıçak gibi keskin mantık ve dile hakimiyet zekayı oluşturan öğeler olarak düşünülmüşlerse de artık psikologlar bu tanımda bir rönesans yaparak duyguları da bu çerçevede onaylayıp tasdik ediyorlar.
Kendi Duygularını Tanımak, Kendi duygularını kabul edip öğrenen, o an kızgın mı, sinirli mi yoksa üzgün mü hissettiğinin muhasebesini yapan kimse, meta-duygu (duygu üstü) sanatını öğrenebilir. İçinden gelen bu sese kulak veren kişi, hayatını daha iyi yönetebilir.
Goleman özellikle, kendi ruh halimizin sürekli görülen halinin müşahede edilmesi olarak buna ‘mindfullnes’ (uyanıklık) adını vermişti. Goleman, bu duygularını kontrol edebilmek için esaslı bir duygu yetisi olduğu fikrinde. “Kişisel ilişkilerde makul/mantıklı hareket edebilmenin anahtarı, kısaca söylemek gerekirse, kendi duygularımızı idrak etmektir.
Diğer yandan, empati denilen, başka insanların duygularını sezebilme de duygusal zekanın önemli bir unsurudur.
Her insan duygusal zeki olabilir. Bu kitap bunu sağlayacaktır. Birinci kısmın ilk üç bölümü, teorisiyle ilgilenen okuyucuya duygusal zekanın yeni taslağını tanıtmakta. İkinci bölümde incelen duygu kavramı, önemli türelerinin ifade edilmesinden nöropsikolojik ve beyin organizasyonuyla ilgili yeni bulgulara kadar. Bölüm 3’te ise IQ ile duygusal zeka arasındaki ilişki açıklanabilir. Bölüm 4’te ise duygusal gelişimin neden bu kadar önemli olduğu tekrar anlatılacaktır. 5. Bölümde kendi kendini değerlendirme esas alınmıştır. 6. bölümde duygularını ifade edebilme, 7.bölümün ana konusu kendine hakim olabilme, 8. bölümde ise empati ve duygu sezgisi yer almakta. Sonuç bölümü, duygusal zekanın çocuk gelişimi açısından önemi anlatılmakta.
Duygu Nedir? Duygu Latince ‘movere’ (hareket etme) kökünden gelmekte. Bu kelimeye ‘e’ ön ekini getirdiğimizde ise ‘öteye hareket etmek’ manasına gelmekte.
Bu kitapta anlatılanlarla; Güçlü ve zayıf yönlerinizi dengeleyebilirsiniz.
Kendi duygularınıza dönüşler yapıp bunları daha dengeli kullanmayı öğrenebilirsiniz. Başkalarının duygularını daha iyi algılayabilme ve analiz edebilme kabiliyetinizi geliştirebilirsiniz. Duygu ve akıl arasında olması gereken dengeyi kurabilirsiniz.
Duygularla Güçlenmek, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın