“İlki ve en önemlisi, yazmak bize yaşadığımızı ve bunun bir hak değil, bir armağan ve bir ayrıcalık olduğunu hatırlatır. Bize hediye edilmiş bu hayatı hak etmeliyiz. Hayat bizden bir karşılık bekler, çünkü bize can bahşetmiştir.”

— Ray Bradbury

Merhaba

Ray Bradbury’nin bu sözleri, yazmanın derin anlamını ve yazarın hayata bakış açısını mükemmel bir şekilde özetliyor. Yazmak, Bradbury için sadece bir yaratıcı eylem değil, aynı zamanda hayatın kendisini takdir etme ve ona karşı bir sorumluluk hissetme şeklidir. Bu bakış açısı, yazmanın insanın varoluşsal anlamını keşfetmesine, yaşamın her anını bir armağan olarak görmesine ve bunu anlamlı bir şekilde ifade etmeye çalışmasına olanak tanır.

Bradbury, hayatta kalmak ve yazmak gibi yaratıcı bir süreçte bulunmak, “hak edilmesi” gereken bir şeydir. Bu, yazının yalnızca kelimeleri dökmekle ilgili değil, aynı zamanda hayatın her anını farkındalıkla yaşamak ve bu anları yazıya dökerek hayata katkı sağlamakla ilgili olduğunu ima eder. Hayat, bize bahşedilen bir hediye olduğu için, her anı değerli kılmak ve ona karşı duyduğumuz saygıyı yazıyla ifade etmek gerekir.

Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık

İngilizce: (Zen in the Art of Writing), Ray Bradbury’nin yazarlık ve edebiyat üzerine yazdığı bir eseridir. Bu kitap, Bradbury’nin yazarlık hayatındaki tecrübelerini ve yazı yazma sürecine dair derinlemesine düşüncelerini içerir. Kitap, yazın sanatının ne olduğunu, yaratıcı yazarlığın nasıl yapılması gerektiğini ve yazma eyleminin insanı nasıl dönüştürebileceğini keşfeder. Bradbury’nin kişisel deneyimlerinden ve yaratıcı süreçlerden beslenen bu eser, yazarlara ve edebiyatseverlere rehberlik edebilecek bir kaynaktır.

Yazarlığın Doğası ve İlham

Bradbury, yazarlığın bir tutku ve içsel bir zorunluluk olduğuna inanır. Yazma eyleminin, bir iş ya da zorunluluk değil, bir sevda ve içsel keşif süreci olduğunu vurgular. Bradbury, yazarlık sürecinde, yazarın “ilham”ı beklemek yerine, yazmaya başlamasını ve sürecin içinde ilhamın kendisini ortaya çıkarmasını gerektiğini savunur. Yazarlar, yazma sürecine cesaretle adım atmalı ve kelimeler kendilerini ifade etmeye başladığında, içsel potansiyelleri keşfetmeye açık olmalıdır.

Yaratıcı Yazarlık İçin Disiplin ve Cesaret

Bradbury, yaratıcı yazarlık sürecinde disiplinin önemine vurgu yapar. Ancak bu disiplinin, yaratıcı engelleri kıran ve yazarı özgürleştiren bir disiplin olması gerektiğini belirtir. Yazmak, bazen zorlu bir süreç olabilir, ancak cesaret ve azimle bu zorlukların üstesinden gelinebilir. Yazma eylemi, yazara özgünlük ve cesaret kazandırır.

Yazma Sevgisi ve Tutkusu

Bradbury, yazarlık için en önemli unsurun “sevgiyi” olduğunu söyler. Bir yazar yazarken, yazıya olan sevgisini ve tutkusunu kâğıda dökebilmelidir. Yazma süreci, yazarın dünya ile olan duygusal bağını kuvvetlendirir. Bu sevgi, yazdığı kelimelere yansır ve okuru derinden etkiler.

Hayal Gücü ve Gerçeklik

Yaratıcı yazarlıkta, hayal gücü ve gerçeklik arasındaki ilişki çok önemlidir. Bradbury, hayal gücünü bir yazarın en büyük aracı olarak görür. Yazılarında sıkça fantastik ögeler ve imgeler kullanan Bradbury, gerçeği ve hayali birbirine harmanlayarak okurlarına derinlemesine anlamlar sunar. Yazın, bazen yalnızca dış dünyayı yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda insanın iç dünyasını da keşfetmesine olanak tanır.

Dilin Gücü ve Anlam Yaratma

Bradbury, dilin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda derin anlamlar ve duygular yaratmak için kullanılan bir araç olduğunu savunur. Yazılarında kullandığı dil, okuyucunun ruhuna dokunmak ve onunla duygusal bir bağ kurmak için güçlü bir araçtır. Dil, hem şekil hem de anlam olarak yazarın içsel dünyasını dışa vurduğu bir kapıdır.

Deneyim ve Gözlem

Yazarlığın bir diğer önemli unsuru ise “deneyim”dir. Bradbury, yazarlık sürecinin, yaşam deneyimlerinden beslenmesi gerektiğini söyler. Bir yazar, hayatını dolu dolu yaşamalı, gözlemler yapmalı ve bu gözlemlerden ilham almalıdır. Yaşamın her anı bir yazı için malzeme oluşturabilir. Bu, yazmanın “günlük hayatın bir yansıması” olduğu anlamına gelir. Yazar, dünyanın farkında olmalı ve bu farkındalıkla yazılarını şekillendirmelidir.

Yazarlıkta Eğlenceli Olma

Bradbury’nin yazma anlayışının önemli bir parçası, yazarlığın eğlenceli ve heyecan verici bir süreç olması gerektiğidir. Yazma, yazarın özgürlüğünü ifade etmesinin yanı sıra, bir oyun gibi eğlenceli olmalıdır. Yazar, yazma sürecini bir zevk ve tutku olarak görmelidir, çünkü yazı yazarken bu duyguları hissetmek, okunur bir eser yaratmanın temel unsurlarından biridir.

Bradbury şöyle yazar:

“Zevk. Bu sözcükleri ne kadar da nadir duyuyoruz. Dahası, bu sözler ile yaşayan ne kadar az insan var. Halbuki bir yazarın makyaj çantasındaki başlıca eşyaları, eserlerini şekillendiren ve onu gitmek istediği yönde iteleyen şeyi sorsalar cevabım şevkini arayın ve zevkini bulun demek olur. Herkesin bir en sevdiği yazarlar listesi vardır. Benim de var. Dickens, Twain, Wolfep Peacock, Shaw, Jonson, Wycherly, Sam Johnson. Şairler: Gerard Maniey Hopkins, Dylan Thomas, Pope. Ressamlar: El Greco, Tintoretto. Müzisyenler: Mozart, Haydn, Ravel, Johann Strauss (!). Tüm bu isimlere baktığımızda kah büyük kah küçük, fakat muhakkak önemli bir şevk, iştah ve arzu görürüz. Shakespeare veya Melville dendiğinde aklımıza firtına, şimşek, rüzgar gelir. Her biri sonsuz veya dar kanvaslar üzerinde büyüklü küçüklü formlar yaratmayı biliyordu. Onlar tanrıların evlatlarıydı. İşlerindeki eğlenceyi biliyorlardı. Hem de hayatları süresince ara sıra yaratmakta zorlanmalarına veya özel hayatlarında başlarına gelen türlü talihsizlik ve trajediye rağmen. Önemli olanlar onların ellerinden ve akıllarından bize kalan şeylerdir ve bunlar tıka basa vahşi bir güç ve entelektüel enerji doludur. Nefret ve çaresizlik bile bir tür sevgiyle aktarılmıştır.”

“El Greco’nun uzun figürlerine bir bakın ve eğer yapabiliyorsanız yaptığı işten haz duymadığını söyleyin. Gerçekten Tintoretto’nun “Hayvanların Yaratılışı”en geniş ve kapsamlı anlamıyla “eğlence”den başka bir şeye dayalıymış gibi yapabilir misiniz? En iyi caz “Sonsuza dek yaşayacaksın, ölüme inanma’ diyendir. En güzel heykel, tıpkı Nefertiti’nin büstü gibi, tekrar tekrar “Güzel olan buradaydı, burada ve daima burada olacak” der. Saydığım adamların her biri’ yaşamın cıvasından bir damlayı avucuna alıp zaman içinde dondurdu ve yaratıcılığın aleviyle “Bakın ne güzel, değil mi diye göstermek için dönüştürdü. Ve güzeldi de.”

Bütün bunların günümüzde kısa hikaye yazmakla alakası nedir peki?

Yalnızca şu: Eğer şevk, zevk, sevgi, eğlence olmadan yazıyorsan yarım bir yazarsındır. Yani bir gözün piyasada, bir kulağın avangart zümrelerdeyken kendin olamıyorsun demektir. Hatta kendini bile tanımıyorsun. Çünkü bir yazarın hissetmesi gereken en önemli şey heyecandır. Duygu ve heves dolu olmalıdır. Böyle bir enerjisi yoksa gitsin şeftali toplasın ya da çukur kazsın daha iyi. Allah bilir sağlığı için daha iyi olacaktır.

  • En son ne zaman birisine karşı gerçek hayatta duyduğun nefret veya sevginin kağıda sızdığı bir hikaye yazdın?
  • En son ne zaman terk etmediğin bir önyargını sayfaya bir yıldırım gibi fırlatmaya cesaret ettin?
  • Hayatındaki en iyi ve en kötü şeyler neler ve ne zaman onları fısıldayarak veya haykırarak dışa vuracaksın?
  • Dünyadaki diğer her şeyden fazla istediğin nedir? Neyi seviyorsun, ya da neyden nefret ediyorsun?
  • “Her gün en az bin sözcük” yazamadığımız bir yaşamdan en fazla ne bekleyebiliriz ki ?

Yaşamınızda meydana gelen olaylardan, hikayeler yaratamıyorsanız, kendinizi ve yaşamınızı tekrar gözden geçirin. Çünkü kelimelere en büyük ilham kendinizsiniz.

Yazın Sanatı Ve Yaratıcı Yazarlık, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Bradbury‘nin Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık kitabı, yazarlara cesaret ve ilham verirken, aynı zamanda yazma sürecini derinlemesine keşfeder. Yazar, kitabında yalnızca yazma teknikleri sunmakla kalmaz, aynı zamanda yazarlık üzerine felsefi düşüncelerini ve kişisel deneyimlerini paylaşır. Kitap, yazma sürecinin sanatla ve tutkuyla iç içe olduğunu savunur. Yazar, kelimeler aracılığıyla kendisini ve dünyayı ifade etme gücüne sahip olmalıdır. Bradbury, yazma eylemini bir yaşam tarzı olarak kabul eder ve yazara bu yolda neşeyle ilerlemesi gerektiğini hatırlatır.

Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık, yaratıcı yazarlık yolculuğuna çıkmayı arzulayanlar için başvurulacak önemli bir kaynaktır. Bradbury’nin kitabı, yazmanın sadece bir iş ya da teknik bir beceri değil, aynı zamanda bir hayat görüşü ve bir yaşam pratiği olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Yazar, yazdığı kelimelere yansıyan bir tutku ve sevgiyle okuyucusuyla güçlü bir bağ kurar. Bu eser, yazmaya ilgi duyan herkese yazma sürecini derinlemesine düşünmeleri ve daha bilinçli bir şekilde yaklaşmaları için cesaret verir.

New York Times, Bradbury’yi “Hayali hayal gücü, şiirsel düzyazısı ve insan karakterini olgun bir şekilde anlaması ona uluslararası bir ün kazandıran bir yazar” ve “modern bilim kurguyu edebi ana akım haline getirmekten en çok sorumlu olan yazar” olarak nitelendirdi. 

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle, okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin