Yaratıcı Mitoloji, Joseph Campbell

“Tanrı, merkezi her yerde ve çemberi hiçbir yerde olan anlaşılabilir küredir.”

-Joseph Campbell

Merhaba

Her işin uzmanı var…

Uzmanlarından teknik olarak hazır olduğunuzda bilgi alabilmek oldukça değerli. Joseph Campbell, Kahramanın Sonsuz Yolculuğu, Yaratıcı Yazarlık konusunda, dünyadaki birçok yazara destek olmakla birlikte, yazma tekniğinin etaplarını anlamamı sağlarken, Balina karnı evresinden yeniden doğmamı sağlamış olmalı.

Mitolojinin Gücü’nde “Neden herkesin mitolojiye ihtiyaç duyduğunu” günümüzdeki mitoloji yoksunluğunun nelere mal olduğunu; aşk evlilik, çocuklarımıza anlattığımız masallar, kurban kültürü, yaşam yolculuğumuz gibi modern dünya hallerini antik mitoloji bağlamında ele alış tarzı bambaşka bir bakış açısının belirmesini sağladı.

Yaratıcı Mitoloji ise Avrupa’nın pagan destanlarıyla İslam-Hint kaynaklarını buluşturan Hıristiyanlık efsanelerinin yeni bir kalıba dökülüşünü araştırır.

Joseph Campbell’in “Tanrının Maskeleri” dizisi, bütün dünya mitolojilerinden bir seçme değil; mitolojiyi insanlığın ürettiği anlama ve anlamlandırma çabası olarak başta felsefe, psikoloji olmak üzere diğer disiplinlerden ve edebiyattan da yararlanarak çözümlediği ve aynı anda bütün bir insanlık birikiminin mitolojiden yararlanarak da anlaşılabileceğini ortaya koyan “tez”li bir başyapıttır.

İz Açılmamış Yol bölümünden :

Geçmişte her uygarlığın kendi mitolojisinin aracı olduğu, mitosları gittikçe yorumlanıp, çözümlenip, önde gelen kişilerince açıklanarak karekterleri belirginleşmiş olduğu gibi, çağdaş dünyada da -bilimin günlük yaşamın birçok alanında uygulama yeri bularak bütün kültürel ufukları dağıtmasına ve bağımsız bir kültür gelişimine izin vermemesine karşın- her birey kendi mitolojisinin merkezinde yer almaktadır; kendi kavranabilir karekteri Yeniden dünyaya gelmiş Tanrıdır, yani ampirik sorular peşindeki bilincinin bulacağı budur. Delfi’nin “Kendini Bil” aforizması çağımızın öz değişidir. Ve Roma, Mekke, Kudüs, Sina veya Benares değil, fakat her “sen” dünyanın merkezi olmuştur.

Yirmi Dört Filozofun Kitabı’nda geçerli olan anlamla “Merkezi her yerde olan kavranılabilir küre olan” Tanrı olarak.

Bu dizinin önceki ciltlerinde araştırılan mitolojiler genellikle ortak dünyanın mitolojileri, şair Gottfried’in sözüyle “acıya dayanamayan, fakat mutluluk içinde yüzmek isteyenlerin” dünyasının mitolojileriydi. Yani büyük küçük, kabul edilen dinlerin mitolojileri. Bu ciltte ise, Schopenhauer’in önerdiği ve Sir Arthur Keith’in doğruladığı önermeyle, mutlak tekil olanların, kendi başına tür oluşturanların, birey uygarlığı şafağında yaratıcı ustalıklarını gösterenlerin üstünde duruluyor.

Ruhun kalıtımsal toplumsal sınırlamalardan kurtulmasının olanaklığını gözler önüne seriyor. Ve gerçekten bu kurtuluşa çok kereler erişildiğini. Özelikle yaratıcı düşüncenin devleri tarafından. Dünyada her zaman sayıları çok az olan bu devler, insanlığın uzun yüzyılları göz önüne alındığında dünyadaki dağlar çok görünürler ve onların verici yoldaşlığından yararlanan öteki insanlar için ruhsal güç ve erdem kaynağıdırlar.

Dağların Ölümsüzleri bölümünden :

Toplumlar tarih boyunca bu zirvelere çıkan ruhlara güvenmemiş ve onları baskı altına almışlardır. Soylu Atina kenti Sokrat’ı ölüme mahkum etmişti ve Aristo, sonuçta onun gazabından kaçmak zorunda kalmıştı. Nietzche’nin deneylerinden çıkararak söylediği gibi “kurumların ister bilim, sanat, siyaset ister din kurumları olsunlar” amacı hiçbir zaman istisnai örnekler yaratıp geliştirmek değildir; kurumlar daha çok olağan, normal, ortalama olanla ilgilenirler. Ve gene Nietzche’nin belirttiği gibi “ insan ırkının amacı geçici mükemmellik durumunun gerçekleşmesinde görünmez, en soylu örneklerinde mevcuttur.”

“Üstün insan tekrar, tekrar ve tekrar sende görüşebilmeli ve bulunabilmelidir, dünyadaki bütün çabaların anlamı budur. Aranızda sizi sizin yukarınıza çıkaracak insanların her zaman ve gene bulunabilmesi: edinmek için uğraştığınız ödül bu. Çünkü ancak bu tür insanların zaman zaman dünyaya gelmesiyle kendi varoluşunuz doğrulanabilir… Ve eğer kendiniz büyük bir umut değilseniz, o zaman en azından küçük bir umut olabilirsiniz! Ve dünyadaki dehaların tutuşturduğu kutsal ateşi bekleyebilirsiniz.”

Tüm bilgiyi aktarma imkanı sınırlı olduğundan, kitabı buraya bırakıyorum.

Yaratıcı Mitoloji, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Üst insan ; Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabından alıntılanmıştır. Bunun anlamı, Nietzsche‘nin düşüncesine göre insanın eksikli yani tamamlanmamış bir varlık olmasıdır. İnsan, yanılgılardan ve yücelttiği yanılsamalardan kurtulduğunda eksikli varlığını aşabilecek, kendisini tamamlayabilecektir. İnsan hep kendini aşmaya çalışarak, alt ederek üstinsan olma yolunda ilerleyecektir.”

Ben’i Sorgula
Kategoriler
%d blogcu bunu beğendi: