Yunan Düşüncesinin Kaynakları, Jean Pierre Vernant

“... çünkü görünüş aldatıcıdır. İyi, çirkinde gizlidir, kötü de güzelin kılığına bürünmüştür.”

-Jean Pierre Vernant

Merhaba

Pierre Hadot’un Plotinos Ya da Bakışın Saflığı kitabıyla Jean Pierre Vernant’ı tanımıştım.

Jean-Pierre Vernant bir Fransız tarihçi ve antropolog, eski Yunanistan uzmanıydı. Claude Lévi-Strauss tarafından etkilenen Vernant, Yunan efsanesi, trajedi ve topluma klasik bilginler arasında etkili olacak yapısalcı bir yaklaşım geliştirdi. Collège de France’da fahri profesördüydü.

Yunan Düşüncesinin Kaynakları, eski Yunanistan’da gelişen ve günümüz uygarlığını oluşturan düşüncelerin, toplumsal oluşumlarını açıklıyor.

“Tarih Sümer’le başlar”, ama çağdaş uygarlığın beşiği Eski Yunanistan’dır.

Yunanlılar’ın tanrılar dünyası ve evren görüşleri, bunlardan önce yer alan evrenbilim gibi düzenli bir dünyanın yavaş yavaş ortaya çıkışının yaradılışını anlatır. Ama bunlar da ayrı şeylerdir ve egemenlik mitoslarıdır. Tüm evrene egemen olan bir tanrının gücünü överler. Onun doğumunu savaşımlarını ve zaferini anlatırlar. Tüm alanlarda doğal toplumsal, ritüel, düzen, egemen tanrının zaferinin ürünüdür. Eğer dünya karışıklığa ve belirsizliğe terk edilmemişse, bunun nedeni, tanrının kendi rakiplerine ve canavarlara karşı sürdürmek zorunda olduğu savaşların sonunda üstünlüğünün kesinlikle ortaya çıkmış olması ve bunun artık hiç bir şekilde tartışma konusu olmamasıdır. Hesiodos’un tanrıların soyunu anlatışı, böylece kral Zeus’un zaferine bir ilah gibi sunulur. Titanlar’ın Typhoeus’un yenilgisi ve aynı zamanda Cronos’un oğlunun da bunları yenmesi, şiirin yapısını yalnızca sonuçta taçlandırmıyor, ayrıca her epizod, kozmogonik mitosun tüm mimarisini ele alıyor ve özetliyor. Zeus’un her seferinde kazandığı başarı, dünyanın bir yaratılışıdır. Titanlar’ın ve Olimpikler’in iki rakip kuşağını birbirine karşı düşüren anlatısı, evrenin belirsiz ve karışık kaynağına geri dönüşünü açıkça anlatıyor.

Aristoteles Metafizik kitabında onlar için şu gözlemde bulu_ nuyor: Dünyada archeiyi ve basileialyı uygulayan birincil güçler —Nux, Okeanos, Chaos ve Uranos— değil, daha sonra Zeus’tur. Anaximandros ise tersine, apeiron ‘a göre hiçbir şeyin arche olmadığını (çünkü bu ikincisi her zaman vardı), ama geri kalan her şey için apeiron ‘un arche olduğunu, her şeyi kapsadığını ve yönettiğini söylüyor”

1 – Evren, bir güçlüler hiyerarşisidir. Kendi yapısı içinde bunu bir insan topluluğuna benzetmek, salt uzamsal bir şema ile doğru olarak canlandırılamayacağı gibi, durum, uzaklık ve hareket terimleriyle de betimlenemez. Karmaşık ve kesin düzeni, görevler arasındaki ilişkiyi dile getirir; evren güç ilişkilerine, öncelik haklarına, otorite, saygınlık, egemen olma ve boyun eğme üişkilerine göre kurulmuştur. Bunun uzamsal boyutları —kozmik düzeyler ve uzayın yönleri—, geometrik özelliklerden çok işlev, değer ve sıra ayrımlarıyla dile gelir.

2 – Bu düzen, evreni kuran öğelerin dinamik oyunlarıyla ve zorunlu olarak ortaya çıkmamıştır; bir etkenin başarısıyla dramatik bir biçimde kurulmuştur.

3 – Diğer tanrılara üstün olan biricik ve ayrıcalıklı gibi görünen bu etkenin benzeri olmayan gücü dünyaya egemendir. Mitos bunu kozmik yapının en üstünde bulunan egemen güce yansıtır; evreni kuran güçler arasındaki dengeyi kuran onun bu monarchia Isıdır; basamaklı yapı içinde herkesin yerini saptayan, görevlerini, ayrıcalıklarını onur paylannı sınırlar.

Bu üç nitelik birbiriyle bağlantılıdır; mitsel anlatıya kendi tutarlılığını ve kendi mantığını verir.

Yunan Düşüncesinin Kaynakları, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Ben’i Sorgula
Kategoriler
%d blogcu bunu beğendi: