“Türkler ve Hindular tüm dinleri insanlığa miras bıraktılar. Ancak onlar sadece bir yerde oturup Tanrı’ya (Yaratılış) tapınma yöntemleri icat etmediler. İnsanın itikatları, bütün insanlığın ruhlarının en derinlerinde yaşar. Bedenlerimizin, ruhlarımızın, davranışlarımızın ve akıllarımızın bir uzvu gibidir. Aslında onlar bizim kendi bedenlerimiz, ruhlarımız, davranışlarımız ve akıllarımızdır.”
— Gene D.Matlock
Merhaba
Aslen Amerikalı bir araştırmacı olan ve daha önce de tarih ve ruhsal konularda kitapları bulunan Gene Matlock’un kitabı yazmaktaki esas amacı ise, Hıristiyan inancının temellerini oluşturan ve kadim Türklerin Tengri (Gök Tanrı) dinine ait olduğunu öne sürdüğü “Haç”, “Kutsal Teslis”gibi kavramların daha içrek anlamlarını ortaya koyarak, bunu kendi önermesi olan “spiritüel bilim” ile insanlığın hizmetine sunmak. İnsan ırkının bu yolla kurtulabileceğine ve dünyanın, ucuna gelip dayandığı felaketleri böylelikle etkisiz hale getirebileceğine inanıyor.
Matlock’un bir diğer hedefi, Türk Uluslar, Hindistan, Katolik ve Meksika arasındaki “gizemli” bağlantıları ortaya koymak olmasına karşın buldukları şüphesiz ki Türkleri daha çok ilgilendiriyor ve zaten ilgilendirmeli de. Çünkü bu kitapta yazanlar Türklerin, yüzyıllar boyu dayatıldığı şekliyle ve Avrupalı bilimadamlarının, araştırmacıların, yazarların iddia ettiği gibi, yerleşik kültüre sonradan geçerek geç modernleşen göçebe bir etnik grup olmadığını söylemesinin yanında, aksine onların dünyadaki insan ırkının, dört büyük dinin ve belli başlı büyük kültürlerin kurucuları olduğunu destekleyen kanıtlar sunuyor.
Son dönemde, özellikle Haluk Tarcan , Kazım Mirşan gibi değerli araştırmacıların Türklüğün kökeni üzerine yaptığı çalışmalar ve ortaya çıkan Öntürkler (Protürkler) gibi kavramlar da benzer bir paralellikte ilerliyor. Kitap açısından bir başka önemli nokta ise işte burada ortaya çıkıyor. Bu iddialar dünyada her geçen gün (fazla yüksek sesle olmasa da) telaffuz edilmesine karşın Türkçe ‘de bu konuda çok fazla eser bulunmuyor. Bu kitap sözü edilen iddiaları destekleyen ve hatta daha değişik boyutlara taşıyan belki de ilk kitap.
- Tarih yeniden mi yazılacak? Tarih, geçmişteki olayların ve figürlerin farklı açılardan yorumlanabilmesiyle sürekli olarak yeniden şekillendirilebilecek bir alan olabilir. Yeni bulgular, arkeolojik keşifler, farklı bakış açıları ve bilimsel gelişmeler tarih yazımını etkileyebilir. Bu da “tarih yeniden yazılacak mı?” sorusunu gündeme getirir. İnsanlık, eski bilgilere daha geniş bir perspektiften bakarak, geçmişi yeni bir şekilde anlamlandırabilir.
- Kadim Türkler tüm insanların ataları mı? Türkler, özellikle Orta Asya’nın geniş bozkırlarında yaşayan ve çeşitli göçebe topluluklardan oluşan bir halktır. Ancak, “kadim Türkler tüm insanların ataları mı?” sorusu, mitolojik bir bakış açısı taşır ve tarihsel olarak kanıtlanmış bir durumu ifade etmez. Bununla birlikte, dünya üzerinde pek çok farklı halkın kökeni birbirine yakın olabilir ve tarihsel göçler sonucu insanlık çeşitli kültürlerle etkileşim içinde olmuş olabilir.
- Onlar bin yaşına kadar yaşayarak, uzun yaşamın sırlarını öğrenmişler miydi? Bu tür bir inanç, mitolojik bir anlam taşır. Eski toplumlarda, özellikle kadim kültürlerde, büyük bilgelik ve uzun yaşam arzusu sıkça karşımıza çıkar. Ancak, bilimsel açıdan bakıldığında, insanların bu kadar uzun yaşamaları mümkün değildir. Bunun yerine, uzun yaşam teması sembolik anlam taşıyor olabilir; belki de uzun yaşam, bilgelik ve doğayla uyumlu bir yaşam tarzını simgeliyordur.
- 12 bin yıl önce Kuzey Sibirya’da gelişmiş bir uygarlık ani bir kutup kaymasıyla buzlara gömüldü mü? Arkeolojik bulgulara dayanarak, MÖ 12.000 yıl önceki dönemde insanların gelişmiş medeniyetler kurduğu fikri tartışmalıdır. Bazı teoriler, dünya üzerindeki felaketlerin insan uygarlıklarına etkisini anlatırken, kuzeydeki eski uygarlıklara dair bulgular oldukça sınırlıdır. Ancak, bazı araştırmacılar bu tür teorilerle ilgili daha fazla keşif yapmayı öneriyor.
- Tüm dinler onların Tengri dininden mi türedi? Tengri Dini, eski Türkler ve Orta Asya halkları tarafından inanılan, doğayı ve gökyüzünü kutsal kabul eden bir inanç sistemidir. Tengri, Tanrı olarak kabul edilen bir figürdür ve bazı araştırmacılar, dünyanın farklı dinlerinde benzer inanç motiflerinin yer aldığını savunur. Bununla birlikte, tüm dinlerin Tengri dininden türediğini söylemek, daha çok teorik ve metaforik bir yorum olur. Dinler, zaman içinde farklı coğrafyalar ve kültürler aracılığıyla evrilmiş ve değişmiştir.
- Hz. ibrahim, Hz. Musa, Haz. İsa, Haz. Muhammed ve Buda Türk müydü? Bu soru, hem tarihsel hem de dini bir bakış açısına dayalı çok derin bir tartışma konusudur. Her birinin yaşamış olduğu yerler, kültürel kökenleri ve tarihlerine bakıldığında, bu figürlerin Türk olduğuna dair herhangi bir tarihsel kanıt yoktur. Ancak bazı teoriler ve mitolojik yaklaşımlar, bu figürlerin bazı yönlerden Türklerle benzerlikler taşıdığını öne sürebilir. Bu tür iddialar genellikle dini ve kültürel bir bağ kurma amacını güder.
- “Işık doğudan gelir” ne anlama geliyor? Bu ifade, hem felsefi hem de coğrafi anlamlar taşıyabilir. “Işık”, bazen bilgeliği, aydınlanmayı veya ruhani anlayışı simgeler. Doğu, tarihsel olarak bilim, felsefe ve spiritüel bilgi açısından önemli bir bölge olarak kabul edilmiştir. Bu ifade, doğudan gelen yeni fikirler, bilgeliğin doğudan geldiği inancı gibi anlamlar taşıyabilir.
- Türkler gelecekte insanoğlunun kurtuluşunda nasıl bir rol üstlenebilirler? Türklerin gelecekte insanlık için oynayacağı rol, büyük ölçüde dünya politikası, kültürel etkileşimler ve modern toplumların nasıl şekilleneceğiyle ilgilidir. Ancak, Türkler tarihsel olarak önemli bir kültürel mirasa sahip oldukları için, tarihsel bilgelik, barışa katkı, insanlık adına yapılan çalışmalar gibi alanlarda bir rol üstlenebilirler. Ayrıca, günümüz Türk topluluklarının global düzeyde artan etkisi de önemli bir faktördür.
Bu tür sorular, tarihsel, kültürel ve spiritüel bağlamda geniş bir bakış açısı gerektirir. Yine de, kesin cevaplardan çok, insanlık tarihini ve kültürlerini daha derinlemesine keşfetmek için bir merakın ve düşünsel yolculuğun başlangıcını simgeler.
Kitap bizleri Türk kültürünü dünyaya yayan doğuştan filozof ve şair olan Erke Han ile tanıştırıyor. Çünkü Türk dünyası görkemli zaferlerini ona borçludur.
Gerçekler bizden saklanmaya çalışılsa da gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir özelliği var.
Hepiniz Türksünüz, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatmak için. Amerika’da doğan ve daha sonra Meksika’ya yerleşen bir yazar, eşinin ani ölümünden sonra ruhunun hep yanında olduğuna ve destek verdiğine inanarak insanlığın ve dünyanın daha iyiye gitmesi için ne yapılması gerektiği konusunda araştırmalar yapmaya başlıyor. Özellikle, Hıristiyanlığın kökenlerini araştırarak işe başlıyor ve çok ilginç bir şekilde araştırmaları onu Türklerin ayak izlerine götürüyor. İlk insanların Türklerle başlayıp daha sonra dünyaya dağıldığını ve ilk konuşulan dilin Türkçe olduğunu, bilimin, felsefe ve dinin yine Türklerden başladığını söylüyor. İnsanların güneşsel enerjiyle nasıl senkronize yaşaması gerektiğini anlatıyor.
“Hepiniz Türksünüz” adlı eser, Gene D. Matlock tarafından kaleme alınmıştır. Matlock, bu eserinde Türk milletinin kökenlerine, tarihine ve kültürüne dair derinlemesine bir bakış açısı sunar. Kitap, Türklerin dünya tarihindeki önemli rolünü vurgulayan bir çalışma olup, Türk kimliği, Türk tarihinin etkileri ve Türklerin kültürel mirası üzerine çeşitli değerlendirmeler yapmaktadır.
Gene D. Matlock, özellikle Türklerin dünya üzerindeki tarihsel etkilerini, Türk milletinin farklı coğrafyalarda nasıl yayıldığını ve Türklerin kültürel izlerini dünya çapında nasıl bıraktıklarını ele alır. Bu eser, Türklerin birlik ve beraberlik anlayışını, tarihlerindeki kahramanlıkları ve medeniyetler arası köprüler kurmalarını inceleyen önemli bir kaynaktır.
Kitap, tarihsel bir perspektifle Türk milletinin kültürel, toplumsal ve siyasal evrimini derinlemesine anlamak isteyenler için kıymetli bir kaynaktır. Matlock, Türklerin yalnızca Orta Asya’dan gelen bir halk olmanın ötesinde, farklı kültürlerle etkileşim içinde şekillenen ve dünyaya önemli katkılarda bulunan bir millet olduklarını vurgular.
“Hepiniz Türksünüz” adlı eser, Türk milletinin küresel çapta taşıdığı gücü, kimliği ve mirası anlamaya yönelik bir yolculuğa çıkaran ve okuyucularına derinlemesine bir bilgi sunan önemli bir çalışmadır.
Yazarlar sizleri okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın