İslam Maneviyatı ve Taoculuğa Toplu Bakış, Rene Guenon

“Birkaç yıl önce, İspanyol Don Miguel Palacios adında bir müsteşrik, Dante’nin eserindeki İslâmî etki üzerine bir eser yazdı. Şairin kullandığı sembollerin ve deyimlerin çoğunun ondan önce Müslüman mistikler tarafından, özellikle Muhyiddin ibn Arabi tarafından kullanıldığını ispat etti.”

— Rene Guenon

Merhaba

İslâm’da gelenek (tradition) sözcüğü” diyor Guenon, “dinî ve metafizik olarak çift anlamlıdır, İslâm öğretisinin şerîata ilişkin yanını zâhir olarak nitelendirebiliriz. Bu herkesin seviyesine uygundur, İslâm’ın asıl, derin anlamını oluşturan ve ancak birtakım seçkin kişilerin anlayabileceği bir öğreti olarak bakılan ezoterizme ve metafiziğe ilişkin yanını da bâtın olarak nitelendirebiliriz. Bu ayrım, kendine özgü anlamını sürekli korur, çünkü burada söz konusu olan, aynı ve tek bir öğretinin iki yüzüdür.”

Guenon için, geleneklerin ve ülkelerin değişikliğine göre, hangi ad altında olursa olsun, maneviyat, ezoterizm, her zaman ve her yerde aynıdır diye eklemek de uygun olur. Eğer ezoterik arayışın en son noktası, nihâî Hakîkati gerçek anlamıyla tanımaksa, kullanılan yöntemler çoğu kez benzer olsa bile, ister istemez farklılıklar taşır. Dillerin ve bireylerin değiştiği gibi onlar da değişebilir.

Guenon “Yöntemlerin değişikliği bireysel mizaçların değişikliğiyle orantılıdır. Bu, yolların çok olduğu anlamına gelir. Bunların hepsi de insanı tek bir amaca götüren çeşitli yıllardır”der.

Bu kitapta, Guenon’un bölümler halinde Tasavvuf’la yani İslam ezoterizmiyle ilgili eskiden yayımlanmış bazı makaleleri yer almakta.

Guenon, alışık olduğumuz sentezci berraklığıyla tevhid ve fakr’ın ne demek olduğunu açıklıyor, ilmü’l-hurüf, ebced hesabı ve Arap alfabesinin özellikleri konusunda geleneksel ilimlerden örnekler veriyor.

Ebû İshâk İbrâhim el-Hulvânî, bir gün Hüseyin ibn Mansur el-HalIâc’a ezoterik öğreti (mezhebü’l-bâtın) hakkında neler düşündüğünü sorar. Hallac da ona şöyle cevap verir: “Hangisinden söz ediyorsun? Hakîkisinden mi yoksa sahtesinden mi? (bâtını’l-bâtıl ev bâtını’l-hakk). Eğer hakîkî bâtın söz konusuysa, şerîat onun dış yanıdır; kim şeriatı izlerse, bâtınına da ulaşır; bu ise, Allah’ı tanımak, bilmek (ma’rifetü billah) demektir. Sahte bâtınîliğe gelince, zâhirî yönü de bâtınî yönü de, her ikisı de birbirinden daha korkunç, daha tiksindiricidir, işte asıl bundan sakın sen!”

Buna yakın olarak, Guenon da şöyle demektedir: “Belli bir inisiyatik yola bağlanmadan ya da bu yolla ortaya konulan kurallara bütünüyle uymadan mürşid olarak ortaya çıkan herhangi bir kimse, mürşidlik niteliğine kesinkes sahip olamaz.
Bu olsa olsa, ancak inisiyasyonun gerçek kurallarını bilmeyen adlî bir sahtekâr ya da bir gözbağcı olabilir. Bu son durumda belki kendisinin de hiç kuşku duymadığı bir şeye, kesinlikle alet olacağından mutlaka korkulmalıdır.”

Batılılar özellikle İslâm tasavvufunu belirtmek için sûfizm diye bir kelime uydurdular (Oysa inisiyasyon her tür ledünnî düşünceye hangi geleneksel şekle ait olursa olsun uyarlanabilir). Ama bu terim tamamen itibarî bir adlandırma olmakla kalmaz, ayrıca oldukça üzücü bir sakınca da arz eder, şöyle ki: Bu sözcüğün bitim şekli (-izm), hemen hemen kaçınılmaz bir şekilde, sadece belli bir ekole ait bir düşünceyi çağrıştırmaktadır. Oysa gerçekte böyle bir ekol yoktur. Burada ekoller sadece yollar (turuk) demektir; yani aslında en ufak bir düşünce ayrımı olmayan değişik usûllerdir, çünkü “Tevhîd öğretisi tektir” (et-tevhîdü vâhidün). Bu adlandırmaların nereden türediğine gelince, kuşkusuz sûfî kelimesinden gelmektedir. Ama bu konuda her şeyden önce şunu belirtmek gerekir: Hiç kimse kendisi için kesinlikle “Ben sûfîyim” diyemez, saf cahiller müstesna; böyle söyleyen kişinin gerçek sûfî olmayacağı açıktır, çünkü sûfîliğin bu yanı, Allah’la gerçek sûfî arasında kalan gerekli ve gizli bir “sır”dır. Belki kendisine mutasavvıf diyebilir. Bu terim tasavvuf yoluna giren herkes için, ulaştığı derece ne olursa olsun, kullanılabilir. Ama sûfî kelimesi, kelimenin gerçek anlamıyla en üstün bir dereceye ulaşan bir kişiyi ifade eder. Sûfi kelimesinin çok değişik kökenleri olduğunu iddia etmişlerdir. Ama bu sorun genellikle içinde bulunduğumuz görüş açısından çözüme kolayca kavuşturulamaz kuşkusuz. Bu kelimenin pek çok uydurma kökeni olduğunu hemen söyleyebiliriz. Bu kökenler birbiriyle pek benzeşmez; onlar arasından bir tanesini tercih etmek gerçekten güçtür. Gerçekte ise, burada, daha ziyade sembolik bir adlandırma olduğunu kabul etmek gerekir.

Gerçek sufi bu ilahi hikmete sahip olandır. Bir başka deyişle, “el-arif billah” yani her şeyi Allah vasıtasıyla bilendir. Çünkü Allah yine kendisi vasıtasıyla bilinebilir; işte hakikat bilgisindeki en yüce ve en son derece buradadır.

Gelenek açıkça belirtmektedir ki, hem zahiri yollar hem batini yollar doğrudan Hz. Peygamber’in eğitim ve öğretiminden çıkmaktadır. Bu tasavvufi zincir iletişimi, her zaman az veya çok bir silsileyle Peygamber’e ulaşır kesinlikle.

Son bölüm Taoizm ve Konfüçyanizm’e ayrılmıştır. Guenon, bâtın (esoterisme) ile zâhir (exoterisme) arasındaki farka, Geleneğin (Tradition) dinî olmayan biçimlerinde de aynı şekilde rastlanıldığını ifade etmektedir. Bu, çok normaldir; çünkü orada, hem yöntemler için hem de bakış açısı için bir mahiyet, ama derin bir mahiyet farklılığı söz konusudur.

Guenon, İlahi Komedya’da bir ezoterik gerçekleşme süreci olduğunu, ayrıca Dante’nin modern Batılıların hiç bilmediği ilimleri, sayılar İlmi, kozmik çevrimler teorisi, kutsal astroloji gibi ilimleri bildiğini ileri sürer. Orta Çağ’daki bu ezoterizm sorununa yalnızca Guenon değinmiştir.

Joseph Campbell, Yaratıcı Mitoloji S146’da bu konuya değinmiştir. Dante, İslam’ın sadece filozoflardan değil, şairlerinden de etkilenmiştir. İbnu’l-Arabi’nin etkisinde kalmıştır.

Önemli bir not düşmek gerekirse; İçinde bulunduğumuz “karanlık çağın” bunalımlarını anlayabilmek; Batı dünyasının, Doğu dünyasından daha ileri bir yozlaşma süreci içinde olduğu bilinmelidir.

İslam Maneviyatı ve Taoculuğa Toplu Bakış, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Ben’i Sorgula
Kategoriler
%d blogcu bunu beğendi: