
Bu etkileyici eserde Osho, yaşamın her yönüne değiniyor. Tıp bilimi ve meditasyonun nasıl bir bütünlük oluşturabileceğini ve birlikteliklerinin insanları nasıl iyileştirilebileceğini gösteriyor.
“Upanişadlar der ki; farkına vardığını söyleyen biri farkına varmamış demektir. Böyle söylemesi onun fark etmemiş olduğunu kanıtlar.”
— Osho
Merhaba
İnsan denilen hastalığı anlamak ve tedavi etmek için iki yöntem denenmiştir. Biri tıp ve diğeri meditasyondur. Her ikisi de aynı hastalığın tedavisidir. Burada ilacın insan hakkında çok küçük bir bakış açısını dikkate aldığını anlamak iyi olacaktır. İnsandaki her hastalığı, ayrı bir olgu gibi ayrı ayrı değerlendirir, meditasyon ise insanı bütünüyle bir hastalık olarak görür. Meditasyon, insanın kişiliğini hastalık olarak görür ve tıp hastalığın insanlığa geldiğine inanır, onlara dışarıdan gelen şeylerdir, insana yabancıdır.
Tıp, insandaki hastalıkları çok yüzeysel olarak görür. Meditasyon insanı derinlerden yakalar. Diğer bir deyişle, tıbbın insana dışarıdan sağlık getirmeye çalıştığı ve meditasyonun kişiyi derinden sağlıklı kılmaya çalıştığı söylenebilir. Ne meditasyon bilimi tıp olmadan tam olabilir, ne de tıp bilimi meditasyon olmadan tam olabilir çünkü insan hem beden hem de ruhtur.
Aslında insanın her ikisi birden olduğunu söylemek bir dil hatasıdır. Binlerce yıldır insan bir kişinin ruhunun ve bedeninin farklı varlıklar olduğunu düşünmüştür. Bu düşünce, çok tehlikeli iki sonuç doğurdu. Birincisi, bazı kişilerin insanın sadece ruh olduğunu düşünüp bedeni ihmal etmeleriydi. Bu kişiler meditasyonda gelişme sağladılar; ama tıpta değil; tıp bir bilim haline gelemedi; beden tamamen hiçe sayıldı. Buna karşılık bazı kişiler insanı sadece beden olarak değerlendirdi ve ruhu reddetti.
Pek çok araştırma yaptılar ve tıpta büyük gelişmeler sağladılar fakat meditasyon için hiçbir adım atmadılar.
Fakat insan, aynı anda her ikisidir. “Aynı anda her ikisi” demek de bir dil hatasıdır; bu, birbiriyle bağlantılı iki şey olduğu izlenimini verir; oysa aslında insanın bedeni ve ruhu aynı kutbun iki ucu gibidir. Doğru bakış açısıyla bakıldığında insanın beden ve ruh olduğu söylenemez. Öyle değildir. İnsan psikosomatik veya somatopsişiktir; zihin-beden veya beden-zihin.
Bana göre ruhun duyularımızın kavrayışı içindeki kısmı bedendir ve bedenin duyularımızın kavrayışı ötesindeki kısmı ruhtur. Görünmeyen beden ruhtur ve görünür ruh bedendir. Onlar iki farklı şey değildir ve onlar iki ayrı varlık değildir; onlar aynı varlığın titreşiminin iki farklı durumudur.
Aslında ikilik kavramının kendisi insanoğluna çok fazla zarar vermiştir. Her zaman iki olarak düşünür ve her zaman sorun yaşarız. Başlangıçta madde ve enerji olarak düşündük; şimdi bu şekilde düşünmüyoruz. Şimdi madde ve enerjinin olduğunu söyleyemeyiz. Şimdi maddenin enerji olduğunu söylüyoruz. Gerçek şu ki eski dili kullanmak güçlük yaratıyor: Maddenin enerji olduğunu söylemek bile doğru değil. Bir şey var ki- buna x diyelim- onun bir uçtan görünümü madde ve diğer uçtan görünümü enerjidir. Onlar iki farklı varlığın değil, aynı varlığın iki biçimidir.
Benzer şekilde beden ve ruh aynı varlığın iki ucudur. Hastalık iki ucun herhangi birinden başlayabilir. Bedenden başlayıp ruha ulaşabilir ve aslında bedenin içinde ortaya çıkan her türlü titreşim ruhta hissedilir.
Bir insan hastalanınca hastalığın titreşimleri ruhuna kadar gider. Bu yüzden beden tedavi edildikten sonra bile genellikle hastalık sürer. Hastalık sürer çünkü titreşimleri en içteki varlığına kadar yankılanır ve bunun için tıp biliminin şimdiye kadar bir çözümü yoktur.
Tıp, insanı rahatsızlıklardan yüzeysel olarak, beden boyutunda kurtarmaya çalışır. Fakat unutma ki o, bütün rahatsızlıklarından kurtulduğunda dahi insan olmasından kaynaklanan temel rahatsızlığından yani imkânsıza yönelik arzusundan kurtulamaz. İnsanın rahatsızlığı hiçbir şeyden tatmin olmamasıdır; insanın rahatsızlığı tüm başarıları boşa çıkarır ve sahip olmadıklarına anlam yükler.
Bazı insanlar üç gün süren Meditasyon Kamplarındaki yöntemlerle ilgili şüpheleri var. Günlük hayatımızda katarsis son derece doğal olarak gelişiyor. Katarsis sürecinden geçmek gerçekten gerekli mi, yoksa meditasyon kendi kendimizi analiz ederek kendi kendine de olabilir mi?
Meditasyon olabilir… Kendi kendine de olabilir ama analizle olmaz. Olay zihni analiz etmek değil, çünkü analizi yapan zihindir ve analiz yapmak yalnızca zihni ikiye böler. Zihnin bütünleşik bir birim olması lazım ve bu analizle de, düşünüp taşınmakla da olmaz. O süreçler zihin tarafından yürütülür ve değiştirilmesi gereken şey zihindir. Tek bir yol var; bu da ne analiz etmekle ne de düşünüp taşınmak. Onun yerine zihnin farkına yavaş yavaş varmalısın.
Zihnin farkına varmak bir şeyin iyi, ötekinin kötü olduğuna karar vermek değildir. Hiçbir şeyin karşısında ya da tarafında olmamalıyız; zihnin bir kısmının korunması, öbür kısmının bırakılması gerektiği fikrini benimsememeliyiz. Zihnin farkında olduğu gibi, hisler ve önyargılar olmadan varmalıyız. Farkındalığımızda en ufak bir yanlılık varsa, zihin parçalara ayrılacak. Sonra iki parçamız olacak, onu iyi ve kötü olmak üzere iki parçaya böleceğiz. Zihin parçalara ayrıldığı anda meditasyon imkansız olur.
Meditasyonun esas amacı bütünsellik safhasına erişmektir.
Meditasyon dediğim şey, bu üç şeyle baş etme yöntemi. Bu yüzden katarsis, benim sunduğum meditasyonun ilk kısmı. Katarsisle ilgili söylenecek iki şey var; Bir; içinde uzun zamandır baskılanmış ve varsa serbest bırakılmalı, dışarı atılmalı.
İkinci olarak, katarsis bariyerleri kırarak taştığında sabit bir patika oluşturmaz. Taştıktan sonra arkasında bir boşluk bırakır; bir yer boşalır ve geriye sabit bir kanal kalmaz. Ve öfkenin sebepsiz yere taştığını bir kez gördüysen, öfkene bir daha sebep aramayacaksın.
Zihin baskı ve alışkanlıklardan kurtulunca farkındalık kolaylıkla gelecektir.
Bu etkileyici eserde ‘Osho, yaşamın her yönüne değiniyor. Tıp bilimi ve meditasyonun nasıl bir bütünlük oluşturabileceğini ve birlikteliklerinin insanları nasıl iyileştirebileceğini gösteriyor. Osho, katarsis sürecinden geçmenin neden modern meditasyon yöntemlerinin gerekli bir parçası olduğu ve dönüşüm için neyin gerekli olduğu konusunda ayrıntılı bir açıklama sunuyor. Katarsis, öfke ve bastırılmış duyguların başkalarına değil; boşluğa salındığı tüm engelleri kıran bir sel, bir feyezan olarak tanımlanır.
Ve sonra: “Her şey ortadan kalkacak: Zihin baskı ve alışkanlıklardan kurtulunca farkındalık kolaylıkla gelecektir. ”
Bu kısa ve kapsamlı kitap Osho’nun düşünceleri ve meditasyonları için bir kılavuz olmakla birlikte okuyuculara daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam için yol haritası sunmaktadır.
Boşluğun İçine Yolculuk ve Meditasyon İlk Ve Son Özgürlük (pratik bir meditasyon rehberi ) okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle, okuyunuz…
Bir Cevap Yazın