
Başka Zaman Kütüphaneleri, Zoran Zivkoviç
Sıradışı bir hayal gücünün eseri olan Başka Zaman Kütüphaneleri, postmodern fantezi türünün unutamayacağınız bir örneği.
“Okumanın Aslında Benzersiz Ve Haz Verici Bir Şey Olduğunu Anlayacaksın. Sonsuzluğun İçinde, İnsan Bunu Herhangi Bir Aşamada Anlıyor…”
— ZORAN ZIVKOVIÇ
Merhaba
Yazarların kendine has ve özel kokusu olur…
E-POSTA aslında o kadar da mükemmel bir şey değil. İnternet hizmet sağlayıcıları, bizleri istenmeyen mesajlardan her ne kadar korumaya çalışıyorsa da, bu soruna hiç kimse bir çare bulamıyor. Ne zaman e-posta hesabıma girip “Gelen Kutusu “nu açsam, tanımadığım kişiler tarafından gönderilmiş en az bir postaya rastlıyorum. Genelde bu tür postalardan birden çok aldığım oluyor; hatta bir keresinde, İnternet’e bağlı kaldığım birkaç saat zarfında, bu istenmeyen e-postalardan on üç tane alarak rekor kırdım.
Sonunda dayanamadım ve bana epey bir zorluk çıkaracağını bile bile, e-posta adresimi değiştirdim. Yeni adresimi sadece tanıdığım birkaç kişiye verdim, ama değişen bir şey olmadı. Bu can sıkıcı e-postalar kısa bir süre sonra tekrar gelmeye başladı. Servis sağlayıcıma şikâyetimi bildirdim. Onlar da dolambaçlı laflarla, ellerinden gelen bir şey olmadığını ifade ettiler. ilgimi çekmeyen her şeyi silmemi, çünkü tehlikeli bilgisayar virüslerinin genelde istenmeyen e-postalarla yayıldığını söylediler.
Bu öneri benim için tamamen anlamsızdı; çünkü, virüsler konusunda bir şey bilmesem de, ben zaten bu tür iletileri alır almaz silip duruyordum. Aslında, ilk başlarda, bu tür iletileri büyük bir şaşkınlık içinde okuyordum. Ama duruma vâkıf olduktan sonra, nereden ve kimin tarafından gönderildiğini bilmediğim her türlü postayı hemen silmeye başladım. Göndericilerin ilgimi çekmek için her türlü numarayı denemesine karşın, bu e-postalara şöyle bir göz atma zahmetinde bile bulunmadım. Abartılı, ilgi çekici konu başlıklarıyla süslü, gösterişli görsel özelliklere sahip postalarda akla hayale gelebilecek her türlü ürünün reklamı yapılıyor ve bu ürünlerin her birini mutlaka almam gerektiği anlatılıp duruyordu.
Bir de, “sanal” diye bir kelime vardı. “Sanal” kelimesiyle ifade edilmek istenen şey, elektronik ortamda hazırlanmış kitaplar olmalıydı. İnternette elektronik kitap siteleri de var, ben de zaman zaman bu siteleri ziyaret ediyorum. Ancak bu tür sitelerde öyle çok fazla bir seçenek bulmak mümkün olmuyor. Bu tür sitelerde birkaç yüz kitap bulabiliyorsunuz, bu da “dünyadaki bütün kitaplar” ile kıyaslandığında okyanusta tek bir damla gibi bir şeye tekabül ediyor. Zaten kim kalkıp da uçsuz bucaksız bir deryayı bilgisayar ortamına aktarmaya girişir? Bir de, kim alacağı sonucun böyle bir çabaya değeceğini düşünür?
Bir yazar, bir internet kütüphanesinde henüz yazmadığı kitapların da listelendiğini görse ne yapar? Ya da posta kutusunda kendiliğinden beliren dev ciltlerle evine bir Dünya Edebiyatı Kütüphanesi kurmak zorunda kalan biri? Peki ya siz, dünyaya gelmiş bütün insanların biyografilerinin bulunduğu bir kütüphaneye rastlasanız ne yapardınız? Bütün kitapları içinde barındıran tek bir kitabınız olsa veya bir arkadaşınız size yok edilmesi imkansız, peşinizi de asla bırakmayan bir kitap armağan etse?
Başka Zaman Kütüphaneleri, postmodern fantezi türünün unutamayacağınız bir örneği. Okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgi’yle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın